GiRiS....

1839 a kadar Türk Milletini delikanlica savas meydanlarinda durduramayan, yenemeyen barbar ve geri kalmis Batililar careyi; icimizdeki cürükleri kendi cikarlari dogrultusunda egitmekte ve kullanmakta buldular. Kullandiklari insanlara "JÖNTÜRKLER" denildi. Bunlar; Ingiliz ve Fransizlar tarafindan, Osmanliyi icten yikmak icin madden destekleniyor ve kullaniliyorlardi. JönTürkler; Türk Imparatorlugunun temel yapisina sinsi sinsi girerek, Osmanli Devletini icerden zehirledi. Tanzimat, 1. Mesrutiyet, 2. Mesrutiyet, vs..bu satilmislarin ürünü idiler. 1907 yilindan sonra ise; Osmanli imparatorlugunu kullanma ve sömürme isine Almanlar sahip ciktilar. Enver Pasa, Ingiliz ve Fransizlarin terkini ve Almanlarin kucagina oturmayi 30.000 Alman Altini karsiliginda baslatti. 1907 yilindan 1922 yilina kadar Alman sömürgesi idik. 1922 yilinda Ingiliz ve Fransizlarla yapilan gizli bir anlasma ile T.C. Devleti kuruldu ve 1943 yilina kadar Ingiliz ve Fransiz sömürgesi olarak yasadik. 1943 yilinda ABD ile yapilan anlasma ile, ABD sömürgesi yapildik. Genel Kurmayimiz, Dünyanin hicbir yerinde görülmemis olan arsivleri acmama islemini yaparak, Türk Milletinin bu satilmislik gerceklerini saklamak mi istemektedir. Evrensel hukuka göre arsivler 25 yildan fazla kapali tutulamaz. Bizim arsivlerimiz ise halen bizlerden saklanilmaktadir. Devletlerarasi yapilan anlasmalarin hepsini, bizde olmasa bile, bizimle anlasma yapan ülkelerin arsivlerinde bulmak mümkündür. iste bu dis arsivlere dayanarak, bize ögretilen TÜRK TARiHiNiN yalan oldugunu -hakli olarak- iddia edenler vardir. Bu Site deki makalelerin geneli sahsima ait degildir. Geneli alintidir. Kendime ait olanlarin altinda "mim" imzam vardir. iyi okumalar, irdelemeler ve arastirmalar dilegimle. mim

26 Haziran 2005

MiM HAKKINDA

H A K K I N D A!
MiM Beyin görüsleri ve tarafimdan toparlanilan bilgiler isiginda, onun ögrencilerinden birisi olarak, onu anlatmaya calisacagim.
O her yönüyle bir insandir. Kendi deyimi ile; artilasrla, eksilerin homojenlestigi bir insan...

neden mim ? anlamı nedir ? mim masonluktan olmasın ?

mason; mason oldugunu ne söyler ve nede ismi ile belirginlestirir. sessiz, akilli, vurucu yürürler. söz söyleme yerine sükut etmeyi ve ictihat yapmayi tercih ederler.

mim´in manalarindan bir kaci: (meraklilar icin (!)
elif, laaam, mim...Kur´an alfabesinin 24. harfidir. (Kur´an dandir)
noktalama, damgalama, belirginleme manasina da gelir

irkcilar icin bilgiler:

Baba tarafi : Selcuklu soyundan, Pafe sülalesinden, Mehmet oglu Mim....
Ana tarafi : Selcuklu boyundan, Kideys sülalesinden, Ismail kizi Raife
Anadolu topraklarina ilk girerken, en fazla kendini bu ise adayan ve ilk meydan muharebesini kazanincam bu yerleri mükafat olarak alan buralara yerlesen 4 sülaleden 2 sidir bu sülaleler. Ilk anadoluda kazanilan zafer nerede kazanilmis ise, mim de oradandir.
Bembeyaz ten, koyu sari kestanemsi sac, renkli göz....tam TÜRK ÇEHRESi,
Kafatasi yapisi: TüRK özelliklerinde,
Çene yapisi: Türk cenesi..
Kurt sütü ile degil insan sütü ile beslenmis, büyümüs..
Bütün insanlarin, insan olduklarini, hicbir irkin, hicbir irktan üstün olmadigini kabul eder.

GENEL BiLGiLER

a) Din:
Müslümandir, Hafiz Kamil´in hafiz talebelerindendir, Sun´idir, Naksibendi tarikatindandir.

b) Yer:
Dogdugu, cocuklugunu yasadigi topraklar: Sahil degil, ovadir.

c) Egitim durumu:
Müspet bilimler alaninda 2 Avrupa diplomasi
Ekonomi bilimleri alaninda 1 Türk diplomasi.
23 semester bilimsel arastirma müspet ilimler alaninda
Insan tahsili, bir ömür boyunca..

d) Yasamindan kalan izler:
Iskenceden kirilmamis kemigi yoktur.
3 defa ölüm fermani (Ülkücülerden, Komunistlerden ve Devletten) verilmistir.

e) Düsmanlari:
Yoktur. Hedef tahtasina yerlestirip, savunma amacli karsit mücadele verdikleri coktur. Genelde gruplara, topluluklara karsi mücadele verir. Bireysellerle zaman harcamaz. Genclere zaman ayirmayi, sabri, dinlemeyi ön planda tutar.

OSMANLIYI, OSMANLI IMPARATORLUGUNU SATANLAR,
TÜRK´Ü, TÜRKIYE´YI SATANLAR,
ISLAMiYET DÜSMANLARI,
MASONLAR,
HRISTIYANLAR
JAHUDILER,
SABETAYISTLER,
HAYDAR BASCILAR,
KEMALISTLER,
DEVLETIN ICERISINE SIZARAK, DEVLETi ELINE GEÇiREN TÜM YABANCI ÜLKE PiYONLARI, AJANLARI, BESLEMELERi

f) Nötral durduklari:
Kendisinden uzak durmayi tercih edenler.
CAHiL MÜSLÜMANLAR,
ÜLKÜCÜLER,
SOLCULAR,
KOMUNISTLER,

g) Bunlarin disinda kalan -eger kaldiysa- hepsi ile dosttur.

h) Ön yargi ile hicbir insana yanasmaz, tanimaya calisir. Tanidiktan sonra tavir koyar. Zarar vermez.

i) Kaleleri yikmadansa, fethedip, kullanmayi tercih eder.


25 Haziran 2005

SABATAiSTLER

tarik



Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal Nis 19, 2005 1:19 am

TÜRKİYE DE Kİ YAHUDİLER SABATAiSTLER

--------------------------------------------------------------------------------

SEBATAY SEVİ KİMDİR ?

Bu gizli mezhep, İzmir'de Türkler arasında Kara-Menteş lakabıyla anılan İspanyalı muhacir yahudi Modehay Sebi (Geyik) oğlu Sabetay Sevi (1632-1675) tarafından kuruldu. Hahamlık tahsil ederken "Zahor" yorumuyla"Kabbala" adı altında toplanan teosofik fikirlere merak sardıran bu genç Yahudi, o asırda zuhuru beklenen Mesihin kendisi olduğu iddiasıyla ortaya çıkmış ve İzmir'de 1648 senesinde mesihliğini ilan etmişse de, bu iddiasında fazla ısrar etmemiş, fakat Mısır, Kudüs ve Atina'ya bir yaptığı bir geziden sonra "1666"da (bu tarih Hıristiyanlar arasındada Mesihin zuhur tarihi diye kabul edilir) mesihliğini tekrar ilan etmişti. İzmir yahudilerinden etrafında pekçok taraftar toplanmış ve şöhreti bir taraftan ta Budin'e, diğer taraftan Lehistan, Almanya, Hollanda, İngiltere, İtalya ve Kuzey Afrika'ya kadar yayılmıştı. Hatta İran'a kadar varan bu şöhret ve nüfuz, Acem Yahudileri arasında bile bir hareket uyandırmış ve onlar: "Bizim mesihimiz geldi, artık toprak bellemeyiz" diye ayaklanmışlar.Musevi inanış ve ibadetinde farklar yapmaya kalkışan bu hahamın hareketini İstanbul Hahambaşılığı hoşgörmeyerek, kendisini aforoz etmeye ve hatta -bir rivayete göre- öldürtmeye kalkışmış ve diğer taraftan Yahudilerin her günkü dualarında padişahın adı geçen fıkrayı, "Padişahlar padişahı" ve hatta "Davud'un oğlu Süleyman" şeklinde değiştirmesi Osmanlı hükümetinin de dikkatini çekmiş ve genç haham ancak bundan sonra takibe alınmıştı.Hakkında ileri sürülen ithamları reddetmiş ve "İslamiyeti kabul etmek veyahut idam olunmak" arasında tercih yapmak zorunda bırakılınca Müslüman olmuş ve Mehmed Efendi adını almıştı. Ona inananlar kendisine alenen mesih gibi tapmaya cesaret edemeyerek, Müslüman kisvesine bürünmeyi uygun görüyorlardı. Esasen Sabetay'ın "18 emrinden" 16.'sında, "göz boyamak için müslüman gibi görünmek lüzumu" tavsiye edilmişti. Bir müddet sonra Hahambaşılığın da bastırmasıyla Sabetay'ın propagandadan menedilerek, İstanbul'a çağrıldığı ve Kuruçeşme'de ikamete zorlandığı biliniyor.Buradan sonra Kağıthane'de bir yere gizlenen Sabetay, yine Yahudilerin şikayeti üzerine, Arnavutlak'ta Berat şehrine sürülmüş ve beş sene yaşadığı bu şehirde veyahut -bir rivayete göre- hava değişimi için gittiği Ülkün'de (?) 30 Eylül 1675'te öldü. Sabetay'ın bu kadar maceradan sonra iddiasından vazgeçerek Müslüman olması arkasından gidenler arasında şiddetli gazap ve hiddet uyandırmış ve ancak sınırlı sayıda müridleri asıl mesihin göğe çıkıp, Müslüman kıyafetinde dolaşan zatın onun "hayali" olduğuna inanarak, kendisine sadık kalmışlardır...

" ... Bir insanın Sebataist olup olmamasının ne gibi bir sakıncası olabilir? Sizce İsmail Cem, bu ülke için nasıl bir tehlike oluşturuyordu?
- Bakın hanımefendi, bu işe başlarken 1967«yi milat aldım. 1967«den önceki Sabetaizmi ben bağrıma basıyorum. Ama 1967«den sonra şunu görüyorum: Sebatistlerin bir kısmı artık Türkiye«ye sadık değiller. Bir de endogami nedeniyle, iç evlilik yani, çok aptallaştılar. Bana bugün Aydın Menderes ve diğerleri ‘Nasıl olur da İsmail Cem«in zekasının bu kadar düşük olduğunu bildin?’ diyorlar. Ben sezgilerimde hiç yanılmadım... Ama bugün ortada olan şarkıcılara, sanatçı geçinenlere bakın. Bunların bir kısmına yüz bin yıl kadınsız kalsam elimi sürmem! İşte onların hepsi bu kabileden! Hem güzelliğimiz, hem sanatımız, hem müziğimiz hem de ahlakımız bozuldu!
Ve bütün suç İbrani kökenlilerde öyle mi!
- Hep bunlar ortadaysa, belli yerlere başkası gelemiyorsa bunlar yüzünden diyebiliriz tabii...
İyi de siz İpekçi ailesiyle filan da sınırlı kalmıyorsunuz. ‘Sanatımız, müziğimiz bozuldu’ derken, Gülben Ergen’i Sertab Erener’i kastediyorsunuz. Size göre neredeyse herkes Sabetaist! Bu biraz komik değil mi?
- Değil efendim. Tabii ki onları kastediyorum. Ayrıca bu ülkede kekeme biri - BEYAZ - talk şovcu olabiliyorsa, o da İbrani kökenlidir diyorum. Ama esas olarak ben kişilerle değil, yasalarla uğraşıyorum. Türkiye«de İbrani asıllı olmayan biri Dışişleri Bakanı olmaz. Tek tük istisnalar vardır ama bu sonucu değiştirmez. Sözünü ettiğim klanın dışında kalanlar, Türkiye’de bir yere gelemez. Mesela, TRT Genel Müdürü olamaz, MİT Başkanı olamaz... Bir insan kabiliyetsizse ama çok para kazanıyorsa Türkiye’de, o büyük bir ihtimalle İbrani asıllıdır diyorum ve araştırmaya başlıyorum. Tabii Sedat Ergin gibi İbrani asıllı olduğu halde geldiği yeri hak edenleri araştırmıyorum.Mesela Musa Anter. Ki benim dostumdur, Adana’da parasız yatılı okumuştur. O zamanki deyimle, tam bir kıro. Ama bu kıro, zengin bir Kürt aliminin kendisinden 10 yaş küçük kolejde okuyan kızıyla evlenmiştir. Sizce nasıl oluyor? Ben böyle bir vakayı incelerim...Pes yani. Bu şimdi komplo teorisi değil de ne! Mustafa Erdoğan da size göre Kürt Yahudisi. Ve İbrani kökenli olan Gülben Ergen’le sevgili olması tesadüf değil...
- Değil tabii.
Sabetaizmin üç kolu var: Yakubiler, Karakaşlar ve Kapaniler. Osman Kibar, Melih Kibar, Nazlı Ilıcak Kapanidir. Nereden çıkartıyorum? Nazlı Ilıcak«ın dayısı Turhan Kapancı’dır. Yakubiler, aşağı yukarı asimiledir. Ama bir Karakaşi hiçbir zaman bir Türk’le, Müslüman’la evlenmez, dahası yatağa giremez. Bunları ben icat etmedim ki. Rıfat Bali’nin kitaplarına bakın. Ben ne yapıyorum? Bu işi bilim haline getiriyorum. Beğendiğim yüce tuttuğum üç kadın var. Biri Halide Edip. Ama ben onun İbrani asıllı olduğunu biliyordum. İkinci kadın, Behice Hanım«dır. Onu da çok severim ama o da İbrani asıllıdır. Üçüncüsü de Sabiha«dır. Ama ben Sabiha«nın kızı Yıldız’ın zekasının çok düşük olduğunu da yazdım. Mecburum bunu yazmaya. Bir de tabii Fethi Okyar meselesi var. ‘Efendi’ demişler ona. "
Atatürk’ün durumu nedir? Sizce, o da mı İbrani kökenliydi?
- ‘Yalçın Küçük ve Soner lafı buraya getiriyor’ diyenler gayri samimi. Bütün bu anlattıklarımdan Mustafa Kemal’e bir sonuç çıkmaz. Eşi Latife Hanım’ın Sabeaist olması da bu durumu değiştirmez. 19. yüzyılda Sabetaistler arasında evlilik yasağı vardı. Cemaat, bu yasağı ancak şöyle bozardı: Osmanlı’da gerçekten yükselebilecek İbrani kökenli olmayanlarla kızlarını evlendirirdi ama doğacak çocukları İbrani olarak yetiştirirlerdi. Ne var ki Mustafa Kemal’le Latife’nin çocuğu yok. Zaten Mustafa Kemal’in İbrani kökenli olduğuna dair bir belge de yok. Bulamazsınız da. O fakir aile çocuğuydu, fakirlerin istatistikleri tutulmaz. O böyledir demiyorum. Ama Mevhibe Hanım böyledir...
İsmet İnönü, Sabetaist değildi ama eşi öyleydi. Dolayısıyla doğan çocuklar İbrani kökenlidir ve öyle yetiştirilmiştir. Ortada belge olmamasına rağmen dönmelik ve Yahudilik üzerine ne kadar kitap okursanız okuyun, ‘Mustafa Kemal de bizdendir’ iması vardır. Şişli Terakki’nin yayınlarına bakın ya da İnternet’e girin dünya literatüründeki Sabetaistelerle ilgili maddelere bakın, hepsinde Mustafa Kemal’in kuvvetle böyle olduğunu ima edilir. Oysa gerçekte onun İbrani kökenli olduğuna dair bir arşiv bulunamamıştır. Zaten o geldiği yerlere hakkıyla gelmiştir...( Ayşe ARMAN ,YALÇIN KÜÇÜK'LE RÖPORTAJ: HÜRRİYET :07.06.2004 )


İpekçi ailesini anlatan Selanik'ten İstanbul'a İpekçiler ve İsmail Cem adlı kitap'tan :
" ...Büyükada'nin en güzel yeri olan Nizam'da otururlardi : Yalman'lar, Dervis'ler, Mina Urgan'in babasi Tahsin Nahit ve Rusen Esref Ünaydin ile beraber ( S.7)Müzisyenler Lebibe Ihsan Sezen ve Neyyire Hanimlar'dan bahsediliyor.( S.11) , Istiklal Mahkemesi yargiclarindan Kilic Ali, Altemur Kilic'in babasi...( S.14 ) Selanik'teki cemaatten Bektasilige ve Mevlevilige meyleden ailelerin sayisi hiç te az degildi.( S.77) , Ünlü ceza hukukçusu Od. Prof. Sulhi Dönmezer ( S.113),.. "

ILGAZ ZORLU İLE RÖPORTAJ

" ...Sabetaycılar, Osmanlı Devleti'nin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kayıtlarına göre Müslümanlar. Ben, Müslüman olmadıklarını iddia ediyorum. Sabetaycılık, 17. yüzyılda ortaya çıkmış, Sabetay Sevi'nin kurduğu bir Yahudi tarikatıdır. Sabetaycılar, 17. yüzyıldan 1920'lere dek Yahudiliğe bağlı kaldılar. 1924'te Karakaş Rüştü vakası yasandı. Karakaş Rüştü, Ankara'da Millet Meclisine başvurdu ve Sabetaycılığı resmen mahkemelere sundu. Türkiye’de Sabetaycılık diye bir şey olduğunu söyledi ve bunun araştırılmasını talep etti. Konu, o zamanın Vatan, Vakit, Son Saat gibi gazetelerinde tartışıldı. Fakat hiçbir sonuca varılamadı. Ayni tartışma 1937 yılında yeniden gündeme geldi. Ahmet Emin Yalman ve Yunus Nadi arasında bir tartışma geçti..
- Yunus Nadi de mi Sabetayistti sizce?
- Hayır ama sanıyorum esi Berrin Nadi Sabetaycı idi. Sabetaycılar üç-dört örgütte etkinlik gösterdi: Mason locaları, İttihat ve Terakki, Melami ve Bektaşi tarikatı ve ordu.
- Ordu mu?
- Evet.
- Bugun de orduda...
- Tabii. Bugun de orduda Sabetaycilar var ve Sabetayci generaller var. Simdi ben burada isim vermeyecegim...
- Neden?
- Cunku dava acilmasini istemiyorum. Onalti tane hakaret davasi actilar. Cunku Sabetaycilik bir hakaret gibi algilaniyor. Halbuki bugun bir ordu komutani ve bir kuvvet komutani Sabetayci kokenlidir. Ve bundan baska pek cok Sabetayci kokenli kurmay subay var... CHP, kendisini Ittihat ve Terakki'nin devami olarak gorup, devrimci bir kimlik edindigini soyluyor. Ben de bu devrimci kimligi Sabetaycilarin ortaya cikardigini ve Turk siyasetini sekillendiren onemli bir faktor oldugunu soyluyorum. Solcular biraz kizacak ama, isin gercegi, Turkiye'deki sol hareketi kuranlar Sabetaycilardir. Mustafa Suphi ve Sefik Husnu Sabetaycidir. Yalcin Kucuk'un Tekelistan adli kitabına da bakmanizi öneririm.
- Turkiye'de solculugun temellerini Sabetaycilar atti diyorsunuz?
- Elbette. Yiıdız Sertel'in annesi Sabiha Sertel Sabetayciydi, zaten kızı anılarında bunu anlatıyor. Dervis ailesinden gelen onemli insanlar var ve bunlar Yıldız Sertel'le akrabalar. Ben size su anlattiklarimi mahkemelere delil olarak sundum, o acıdan bir problem yok.
- Bu soylediginiz, Ataturk'un Sabetayci olmadigi anlamina mi geliyor?
- O konuya hic girmeyecegim cunku bu konuda elimde kesin veriler yok, arastiriyorum. . Yalniz, Ahmet Emin Yalman'in Mustafa Kemal'le 1927'de yaptigi roportajda, Yalman sunu soyluyordu "Sizin hayatinizi etkileyen iki öğretmen var. Biri benim babam, oteki de Semsi Efendi'ydi." Semsi Efendi, benim buyukbabamin buyukbabasidir. Ataturk'un ilk ogretmeni Semsi efendi bir hahamdir ve benim ailem de 17 kusak boyunca bir haham ailesi olarak gelmektedir. Bu arada, Ahmet Emin Yalman da Sabetaycidir. Ataturk'un Sabetayci olup olmamasi onemli degil ama su bir gercek ki Ataturk, Sabetayci kulturun icinde yer almis bir insandi.
- Eger size Rahsan Ecevit'in Sabetayci oldugunu soylememi istiyorsaniz, tamam Rahsan Ecevit Sabetayci kokenlidir; ben size bunu soyleyeyim, siz de yazin fakat..
- Hayir, benim boyle bir beklentim yok..
- Size biri "Sirf adamin biri bunu soyledi diye nasil yazarsin?" diye sorabilecegi icin ben size 1924 mubadelesini anlatmak zorundayim. 1924 mubadelesinde Rahsan Ecevit'in ailesi ve benzeri aileler Selanik'te ve civarinda bulunan mal varliklarina karsilik Istanbul - Ankara - Izmir'de mulk alamadiklarindan, Cumhuriyet devrinde bir komisyon kurulmus [Muhtelif Mubadele Isleri Komisyonu] ve bu komisyon tarafindan kendilerine Sebinkarahisar'dan toprak verilmistir. Simdi bu hanimefendi "Ben Sebinkarahisarliyim" diyor. Ve kendileri gidip Sebinkarahisar'da oturmamistir. Ciller'e gelelim: Gecenlerde DYP'den beni aradilar, soruyorlar "Tansu Ciller Sabetayci mi?" Tansu Ciller'in babasi, Mustafa Necati Ciller'di galiba adı, 1924 mubadelesi sirasinda ya Son Saat ya da Vakit gazetesinde muhabirdi ve Karakas Rustu'yu birebir izleyen biriydi. Cemaat tarafindan gorevlendirilmisti. Demek istedigimi, bir kisini Sabetayci olmasi, ille de bir dinî inanci surdurmesi demek degil, o kulturun icinden gelmesi demek. Mesela, bir Sabetayci hicbir zaman Islam'a inanamaz, bu mumkun degil.
- Bu durumda Kemal Dervis..
- Kemal Dervis'in Sabetayci oldugunu, simdi size bir makale vereyim ve hemen.. Kemal Dervis, Ismail Cem, Rahsan Ecevit ve can Paker dortlusu.. Can Pakerle ben akrabayim. Can Paker'in esi olan Mihriban hanim, benim annemin teyzesinin oglu olan Yasar Malta'yla Yeni Tekstil diye bir sirkette ortak. Size sozunu ettigim bircok insanla da akrabayim zaten, yani size verdigim bilgilerin cogu aile kaynaklarindan geliyor, asparagas degil.
... Halil Bezmen 1994'te Amerika'ya gitti ve "Ben Yahudi'yim, Turkiye'de baski goruyorum" dedi. Halil Bezmen mesela Kurt olsaydi, Amerika'da "Ben Kurt'um, baski goruyorum" deseydi ne olurdu? Devlet Guvenlik Mahkemeleri Halil Bezmen hakkinda dava acardi ve vatandasliktan cikarilmasi icin ugrasirlardi. Hicbir DGM, Halil Bezmen'in "Ben Yahudi'yim ve baskı goruyorum" lafini bir suc kabul ederek dava acmadılar. Cunku acamazlardi.
- Neden?
- Cunku, Turkiye'de uzun yillar ceza davalarinda bilirkisi olan Prof. Dr. Sahir Erman Sabetayciydi. Size verdigim, Sisli Terakki Lisesi'nin Vakfi'nin genel kurulunu gosteren belgeye dikkat edin. [Terakki Vakfi Genel Kurulu'nu gosteren iki sayfalik bir brosurde vesikalı fotograflari bulunan uyelerden soz etmeye basliyor.] Vakfin Baskan Yardimcisi Bulent Tanla su anda CHP'de ikinci adamdir. Yan tarafta Prof. Dr. Hasan Erman'in fotografi goruluyor; sozu gecen Sahir Erman'in ogludur Hasan Erman ve Istanbul Universitesi'nde ogretim uyesidir. 1972'de Inonu'yu deviren raporu yazan Prof. Dr. Ahmet Yucekok'u goruyoruz sayfanin altinda; o da su anda aktif olarak siyasetin icinde. Arka sayfanin basinda, Kemal Dervis'in yakin dostu Asaf Savas Akad var, Sabetaycidir kendisi. Ah, Can Paker de bu okulda, ne tesaduf! Asagida, TESEV'in cok onemli bir uyesi ve Turkiye Sabetaycilarinin siyasi orgutlenmesini saglayan adamlardan biri olan Prof. Dr. Ilter Turan'la karsilasiyoruz. Bu insanlarin cok kisa surede yukseleceklerini ve Turkiye'de cok onemli yerlere geleceklerini, Jarusalem Report dergisine yazdim.
- Madem oyle, kac Sayetayist oldugunu soyleyin.
- Ben, 1924'te 25 bin Sabetayci geldigini biliyorum. Bugune kadar da toplam nufusun 100 bin civarina ulastigini tahmin ediyorum.
- 1970'lerden itibaren CHP icinde bir degisim yasandi. Ismet Inonu'nun ekibine karsi Rahsan Ecevit bir ekip kurdu. Bu ekibin onde gelen isimleri Bulent Tanla, Ilter Turan ve Ahmet Yucekok'tu. Rahsan hanim, o tarihte, pek cok Sabetayciyi biraraya getirdi. IMF heyetinde de Turkiye'de de Kemal Dervis'ten cok daha iyi iktisatcilar oldugu halde Kemal Dervis getirildi cunku Rahsan hanimin istedigi biriydi ve Sabetayciydi. 12 Eylul'de kac tane Sabetayci tutuklandi bakalim. Ismail Cem o zaman aktif olaraksiyasetin icindeydi, tutuklanmadi. Bulent Tanla tutuklanmadi. Haklarinda dava dahi acilmadi.
- Ordu bilerek mi tutuklamadi yani?
- Askerlerin icinde de Sabetaycilar var. Mesela gecmisteki Genelkurmay Baskanlarindan Refik Tulga Sabetayci kokenliydi. Belki de ailesi bunu yalanlar. Burada ciddi bir problem var: Bir Sabetayci, "Ben Sabetayci degilim" diyebilir. Mesela, Orhan Pamuk, Aksiyon dergisinde aciklama yapiyor ve "Ben Sabetayci degilim" diyor. Bu bey, eski Istanbul Valisi Muhittin Ustundag'in akrabasidir. Yalcın Kücük'ün soyledigi cok ilginc bir sey var. Diyor ki "Turkiye'de bir insanin bir yere gelebilmesi icin Sabetayci olmasi gerekiyor." Ben de buna katılıyorum.
- Orhan Pamuk'un "buyuk romanci" olmasinin yaninda AB vb. Konularda beyanatlar vermesi sizce, Sabetayci olusuyla mi alakali?
- Sorarim size, mesela Can Paker kimdir? Henkel adlı firmanin genel müdürüdür. İşadamı degildir, maaslı müdürdür. Can paker ayni zamanda TESEV'in baskanidir. Bu beyefendi her hafta NTV'ye cıkıyor, neden sizce? Cunku NTV'nin sahibi Sahenk ailesidir. Sahenk ailesi Niğdelidir, ama Selanik gocmeni bir ailedir. Osmanli Bankasi ve Garanti Bankasi da bu grubunudur ve demec verebilecek bircok adamlari oldugu halde neden Can Paker'i her hafta ağırlıyorlar? Cünkü, Can Paker gelecegin basbakani olarak yetistirilen bir Sabetaycidir.
- Can Paker basbakan olacak oyle mi? Bu kadar basit mi sizce?
- Evet. Bakin, Turkiye bu kadar basit yonetiliyor. 200 milyar dolara yakin ic ve dis borcu olan bir ulke, eger oksurmek icin Amerika'dan izin aliyorsa ve bugun Turkiye'de yasayanlarin cogu bir sekilde kapagi Amerika'ya atıp colugumu cocugumu Amerika'da okutayım diye dua ediyorsa, Turkiye'de Ingilizce egitim veren okullardan cikan insanlar birinci sinif, geride kalanlar ikinci sinif vatandas oluyorsa, siz bunu secseniz de secmeseniz de bu olur. Ya secimle olur ya da 28 Subat sureci gibi, Cevik Bir gibi Sabetayci bir subayin yaptigi bir hareketle...
- Bir saniye siz Cevik Bir'e Sabetayci mi..
- Evet, bunu kendisi acikladi zaten. Simdi bana oyle sorular soruyorsunuz ki sasiriyorum. Yalcin Kucuk de Cevik Bir'in Sabetayci oldugunu ima ediyor ama acikca soylemiyor. Cunku cekiniyor. Ben bunlari soyluyorum cunku bir akademiye bağlı degilim, bir cemaat tarihcisiyim.
- Söylediklerinize gore, Turkiye'de Sabetayci bir siyasi ekip ve onlarin bir siyasi projesi var. Anladigim kadariyla da Turkiye'nin ekonomik bunalimindan istifade etmeye dayali bir proje bu ve pek de hayirhah degil... Simdi neden bu durum acığa vurulmuyor?
- Çünkü Sabetayci kokenli politikacilar cok buyuk miktarda para dağıtıyorlar. Mesela, cok merak ediyorum TESEV adli vakıf ABD hukumetinden ya da ABD'deki sivil toplum orgutlerinden ne kadar para alıyor ve bu paralarla kimlere is yaptiriyor? TESEV'in destekledigi bazi gazeteciler var. Bunlardan biri kim biliyor musunuz? Can Paker'in kızkardesi olan Canan Barlas'in kocasi Mehmet Barlas.
- Mehmet Barlas su anda Yeni Safak'ta yaziyor ve gazete icinde muteber bir konumda. Esi Sabetayist oldugu icin Sabetayist kulturle yakindan iliskili oldugunu soyluyorsunuz yani Mehmet Barlas'in?
- Evet, bunu soyluyorum.
- Mehmet Barlas'la Yeni Safak arasindaki..
- Bunu bana sormayin, Mehmet Barlas'a 10 bin dolar maas veren Yeni Safak'in idarecilerine sorun.
- Sizin yorumunuzu soruyorum. Yani Islamcilarla..
- Bakin, Türkiye'de birinci sinif vatandaslar ve ikinci sinif vatandaslar var. Diger ayrımlar bunun gerisindedir. Amerikalilar, her ulkede kendilerine destek olacak adamlari bulurlar, secerler. Bu insanlarla birtakim maddi iliskiler kurarlar, ABD'de yasama imkani ve benzeri avantajlar saglarlar. Sadece Turkiye'de degil, her yerde boyledir. Turk halki, kendisinin bagimsiz oldugu gibi yanlis bir inanci tasiyor. Halbuki bagimsizlik maddiyatla olur.
Libya Lideri Muammer Kaddafi "28 Subat surecinde Sabetaycilarin parmagi var" dediginde bu adamlar Libya'yla iliskileri kesmeye kalktilar. Aynı askerler, Cevik Bir Amerika'da Yahudi oldugunu soyledigi zaman neden bir sey yapmadilar? ... Bosna olayi benim cok ilgimi cekmisti. Avrupa'nin ortasinda bir soykirim yapildi. Ve buna Ingilizler karsi cikti. Teatcher, "Bu bir soykirim" dedi ama Avrupalilar hicbir sey yapmadi. Bugun Sirbistan'in AB'ye girmesi tartisiliyor.
-Turkiye'deki Sabetayistleri muthis bir guc odagi olarak sunuyorsunuz. Bu insanlarin karsisinda yer alan bir baska guclu unsur yok mu?
- Var, mesela Cerkezler var.
- Nasil yani?
- Devlet yonetiminde gorev alan Cerkez kokenli insanlar var. Ideolojik bir ayrim yapmak gerekirse... Sabetaycilarin karsisinda onlar kadar kuvvetli hicbir kesim yok...Yeni Safak'ta uc kisi var, bunlara dikkat edin. Bunlardan biri Cengiz Candar'dir, Sabetaycidir ve bunu Salom gazetesine verdigi beyanatta belirtmistir. Ikincisi, Mehmet Barlas. Ucuncusu de annesi Sabetayci kokenli olan Nazli Ilicak'tir. Butun bunlari anlatmanin durumu degistirmeyecegini de belirtmek gerek. Kimsenin umursadigi da yok zaten. Bana oyle acayip mektuplar geliyor ki.Size bir çırpıda dört tane Sabetayci disisleri bakani sayabilirim: Tansu Ciller, Ismail Cem, Emre Gonensay, Coskun Kirca. Kurtler de dahil hicbir etnik grubun dort disisleri bakani yok. Cunku boyle bir organizasyon yok... Şükrü Sina Gürel Sabetaycidir, istedigi kadar degilim desin.Rahsan hanim, Golda Meir'e benzer...

Sabetaycıları bilmeden, güçlerini ve tesirlerini hesaba katmadan, Türkiye'nin siyasi yapısını, resmi ideolojisini anlamak, zihinlere takılan sırların içyüzünü fehm etmek mümkün değildir. Bu konuya, ciddi ve ilmi araştırmalar seviyesinde yaklaşmadan, yakın tarihimizi çözmek mümkün olamaz...Kitapta ‘Yahudi' ya da ‘Sabetaycı' oldukları iddia edilen isimler şunlar: Tanzimat Başvekillerinden Ahmet Vefik Paşa'nın dedesi, Kıbrıslı Kamil Paşa, Halide Edip Adıvar'ın babası Mehmed Edip Bey, Ziya Gökalp'le birlikte Türkçülük yapan Alp Er (Asıl adı Mohiz Kohen), Maliye nazırı Cavit bey, Ahmet Emin Yalman, Abdi İpekçi, DP dönemi bakanlarından Emin Kalafat, Halil Bezmen, Akın Birdal'a suikast düzenleyen Tufan Güraltay... ( Mehmet Şevket Eygi 'Yahudi Türkler Yahut Sabetaycılar' ZVİ-Geyik Yayınları )



PROF. YALÇIN KÜÇÜK'TEN
Onomastique ( isim-bilim )

"...Ne yazık ki ülkemizde "isim-bilim" olarak türkçeleştirdiğimiz onomastique disiplini el değmemiş durumdadır; halbuki büyüleyici olduğunu söyleyebiliyorum. Her halde yahudi onomastique'i en zor olanıdır; çünkü Babylon sürgününden sonra İbrani'yi unuttular, İbrani isimleri Arami telaffuz etmeye başladılar, daha sonra da, MÖ. 3. Yüzyıldan itibaren elenizasyon ile birlikte isimlere Yunani ekler koydular, Ezra'nın Esdras olması ve bize 'Esra' olarak gelmesi örnektir, çoğu zaman isimleri bizim gecekondu evleri türünden eklemli durumdadır. Diasporada ise birisi İbrani ve diğeri yaşadıkları yere uygun iki isim almayı adet edindiler; bu nedenle bütün sabatayistler de iki isimlidir. Ancak bazen diasporada, ibrani ismi, çevirerek bulma yoluna da gittiklerini de görüyoruz; "Hayyim", İbrani'de "hayat" anlamındadır ve İtalya'da Hayyim yerine "Vital" kullanıldığını görüyoruz ve buradan "Vitali"
ismine ulaşıyoruz, "hayatım" anlamındadır ve Hakko'nun adıdır. "Eliezer" çok kullanılan bir İbrani adıdır; fakat, Arap ikliminde bunun tam karşılığı "Mansur" olmaktadır ve aynı anlama geliyor ve artık yahudi dünyasında aynı ölçüde taşınıyor, böylece Cem Mansur'un soyadına gelmiş oluyoruz... İbrani isimler sözlüğüne baktığımızda ise aradığımızı bulmakta gecikmiyoruz, has İbrani "Susan" ismi var ve bu "Suzanne" olarakta yazılıyor ki, tam söylenişi suzan'dır. "Suzan" İbrani'de "zambak" anlamına geliyor, bu sanatçımıza pek uygun düşüyordu...Bu sahne sanatçımız hakkında böyle bir iddiada bulunmuyorum, sadece sabatayistlerin ve hatta yahudilerimizin isim koyma yollarına işaret ediyorum. İsrail'de Adin/Edin adı çok modadır ve bunu Türkiye'de Edin biçimiyle ve yaygın bir soyadı olarak görüyoruz. İsrail'de isimler transseksüel olmakla birlikte kızlar için "Defne" adının çok taşındığını biliyoruz; Türkiye'de de yayılmaktadır. Bizde sabatayistler "Nilifer" adına da düşkünler, "Nili" olarak kısalıyor ve böyle söyleniyor; bu ad da İsrail' de çok seviliyor. "Eren" kuşkusuz, bizde Türk mistiğinde önemli bir yere sahiptir; Eran/Eren olarak şimdi Yahudi dünyasında da çok tutuluyor. Ve ülkemizde de ithal edildiğini saptıyoruz. Diğer yandan İttihat ve Terakki'nin önemli bir isim olan E. Caraso, soyadını "Karasu" yapmıştı, oğlunun adı Bilge Karasu idi, ve yahudi olarak tanınmayacak ancak "Bilge" aynı zamanda Tevrat'ta geçen ve "sevinç" anlamında bir isimdir. Ü
"Cem", Cem Boyner, Cem İpekçi, Cem Özer örnekleriyle bildiğimiz bir isimdir; "Mansur" soyadı, dünya yahudiliğinde çok saygındır ve Cem'in babası Ali Mansur
Orhan Pamuk'u yazdım, Tel-Aviv ve Londra'da çok beğeniliyor ve Türkiye'de beğenen tek bir insan çıkmıyor, bunu, değerler sistemimize bir suikast saymak zorundayız. Adını, Abdi İpekçi'nin Milliyet'inden aldığı bir ödülle duyurdu, bunun perde arkası çok dedikoduludur; Mehmet Eroğlu kazanmıştı, sonradan ortak yaptılar, belleğim beni yanıltmıyorsa, jüride A. İlhan vardı, biliyordur.
Yaşar Kemal, Yüce Gök ömrünü uzun etsin, tek romanlı yazardır; tüm yazdıklarının içinde roman sayılabileceğimiz sadece İnce Memet var. Karısı Tilda'nın çevresi ve Paris'te Abidin Dino'nun yahudilerin çok etkili olduğu Fransız Komünist Partisi'yle kurduğu ilişkiler sayesinde parlamıştır; hâlâ "Nobel Adayı" rantının üzerinde oturmaktadır. Demek, Türkiye'nin bütün değerleri ülke dışında yaratılıyor ve yahudi eli değmedikçe, değer değer olamıyor; buna isyan etmek durumundayız.
M. Gazi Yaşargil kimdir? Ne yaptı da bir çırpıda fahri doktora veriyoruz? Çankaya'da "üstün hizmet madalyası" takıyoruz, bizde hiç benlik bilinci yok mu? Belki İsviçre'de ameliyata gidebilecek üç-dört zenginin dışında Prof. Yaşargil, hangimize hangi hizmeti yaptı? Bu sorulardan sonra herkesi birlikte utanma seansına çağırıyorum. "Ey Türk Halkı, kimleri yükselterek seni alçaltıyorlar". Bunu haykırmak zorunludur. Peki cerrah Yaşargil çok yüce de, cerrah Göksel'in ne eksikliği var; Prof. Hüsnü Göksel; cenazesi Missuri ile getirilen Washington Sefiri Baydur'un damadı, tanınmış lobyist Ahmet Ertegün'ün eniştesidir, New York'ta doktorluk yapmıştır, istese kalabilirdi, eksikliği ülkesine dönmesi mi, demek, biz, Türkiye'de değer olmaz demek istiyoruz...Prof. Yaşargil'in "Dianne ile evlenmeyi tercih ettiğini" magazin basınından öğrenmiş bulunuyoruz. Modele uygundur ve kızının adı "Leyla" imiş; burada da tam isabet ediyoruz, ayrıca oğlunun adı da da "Can" olarak magazine geçiyor; bu isim, Fransızca "Jean" ve İngilizce "John" isimlerinin Türkçe simetriği sayılıyor ve İbrani'de Yohanan olduğunu biliyoruz. Demek isim-bilim de bir bilimdir, bu sonuca ulaşıyoruz.
Gazi Erçel Yaşar Bank'ı batırmakla suçlanmaktadır. Batık banka İzmirlidir ve onomastique açıdan "yaşar" sözcüğü üzerinde yeterli ölçüde durmuş buluyorum. İzmir de sabatayizmin vatanıdır, burada da sabatayistler, bir belediye başkanı, Osman Kibar, milletvekili Osman Kapani, bir gazete, Yeni Asır çıkardılar ve ben yıllardır, ilk kurşunun Hasan Tahsin tarafından atılmadığını yazıp duruyorum. Hasan Tahsin de, asıl adı "Osman Nevres' olan bir sabatayistti.
Özdem Sanberk ; "berk" veya "berg", "Bergman ve Rosenberg" örneklerdir, Ibrani'de "dag" anlamina geliyor ve çok tasiniyor. Bu arada kaydetmemde yarar olabilir; Madam Çiller'in oglunun da adidir ve yayina hazirlanmis.Sefir Sanberk, Avrupa Birligi genel sekreterligini reddederek bu vakfin basina geçti...İSİM BİR İPUCU, TEK BAŞINA SONUCA GÖTÜRMEZ : Sabatayist arastirmalarimda isim-bilim benim için sadece bir ipucudur; tek basina hiç bir sonuca gitmeyecegini tekrarliyorum. Sabataycilar arasindaki endogami kurali ve özellikle müslümanlarla evlenmeme yasasi, çok daha önemlidir...


SABATAiSTLER ve DEVLET


SABATAiSTLER ve ÜNIVERSITE

Ülkemizin hemen bütün önemli üniversitelerinin rektörleri yahudi asillidir. Bu da basörtüsünün neden siyasal islamin simgesi oldugu aldatmacasiyla çarpitildigini, rektörlerin neden yeni hükümete böylesine sasirtici bir çikista bulunduklarini açikliyor zannederim. YÖK baskani Kemal Gürüz, Istanbul üniv. rektörü Kemal Alemdaroglu ve medyatik yardimcisi Nur Serter, Koç üniv. rektörü Seha Tiniç, Galatasaray üniv. rektörü Erdogan Teziç, Bilgi üniv rektörü Lale Duruiz ve eski rektör Ilter Turan, Bogaziçi üniv. rektörü Sabih Tansal ve eski rektör Üstün Ergüder, Isik üniv. rektörü B. S. Yarman, Marmara üniv. rektörü Tunç Erem sabetayci (yahudi asilli)dır. Medyada çok görülen ve kanaat önderi olarak sunulan Asaf Savas Akat ve esi Nilüfer Göle, Eser Karakas, Ahmet Insel, Taner Berksoy, Kenan Mortan gibi hocalar ve medyada ismi çok geçen hukuk profesörlerinin çogunlugu sabetaycidir. Nasil Sisli Terakki ve Feyziye Isik Mektepleri cemaatin ortaögrenim okullariysa Isik ve Bilgi üniversiteleri de yüksekögrenim kurumlaridir.

SABATAiSTLER ve ORDU

28 Şubat'ın mimarı olan ve laiklik ve Atatürkçülük konusunu sasirtici üsluplarda dile getiren Çevik Bir, Dogu Aktulga, Dogu Silahçioglu (Sultanbeyli ilçesine dindar çogunluga nispet olsun diye izinsiz Atatürk heykeli diktiren pasa) ve Yalçin Isimer (GATA'nin açilisinda 'belleyecegiz' konusmasini yapan pasa) yahudi asillidir. Yalçin Pasa ayni zamanda masondur.Ordu, cemaatin disisleri kadar olmasa da oldukça güçlü oldugu bir kurumdur, çesitli dönemlerde genelkurmay baskanina kadar her düzeyde pasalarimiz oldu. Halen de Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman cemaatimiz mensubu her seviyede bir çok general ve kurmay subaylarimiz bulunuyor. Terfilerde ve atamalarda cemaat mensuplari gözetilir, harp okullari ve sinif okullarina mutlaka yeterli sayida ögretmen gönderilmesine dikkat gösterilir. ASAL'da her zaman birileri bulundurulur; eger ayni yüksek gelir düzeyine sahip aileler arasinda bir arastirma yapilsa sabetaycı olanlarin müslüman Türklere göre çok daha rahat yerlerde askerlik yaptiklari görülecektir. Bir diger nokta askeri alimlardir: ordunun alim yaptigi ekipman ve silah tüccarlari/aracilarin önemli bir bölümü sabetayci yada sabetayci baglasigidir. Ordu içindeki sabetaycı yapılanmanın gücüne örnek olarak Oyak şirketi olan Renault MAİS'in son üç genel müdürü Ateş Ünal Erzen, Onur Baytok ve İbrahim Aybar'ın ve Aselsan'ın genel müdürü Necip Kemal Berkman'ın sabetaycı olduğu örneğini verebilirim. Oyak grubu sabetaycıların yoğunlukta olduğu ve terfilerin çoğunlukla cemaat içinden gerçekleştiği bir gruptur.

SABATAiSTLER ve SiYASET

Tansu Çiller ve esi Özer Uçuran, Rahsan Ecevit (her iktidar döneminde ve özellikle 1974'te cemaatin devlet içinde güçlenmesini saglamis çok önemli bir isimdir), Erdal Inönü'nün esi Sevinç Inönü (Sohtorik'lerden), DTP'nin basina geçirilen Mehmet Ali Bayar, Ismail Cem (dedelerinden biri hahamdir), Kemal Dervis, Sükrü Sina Gürel, Bülent Tanla, Sefa Sirmen, Hüsamettin Özkan'in dünürü Erdogan Alkin, Cem Uzan'in esi Alara Koçibey, Altan Öymen, eskilerden Haluk Bayülgen, Barlas Küntay, Hayrettin Erkmen, Ahmet Isvan yahudi asillidir. Ayrica komünizmin Türkiye'deki ilk öncüsü Mustafa Suphi, 80 öncesi komünist liderlerden Mehmet Ali Aybar ve Behice Boran, günümüzden Ercan Karakas da sabetaycidir.Cemaatte 'kendinden menkul bir mesih bozuntusu' olarak görülen Ilgaz Zorlu bu çekişmede Kapancılar adına çalışmaktadır (Zorlu'nun tüm ifşaatlarına rağmen hala öldürülmemiş olmasının bir sebebi bu, diğeri de ölümünün kamuoyunun ilgisini tamamen sabetaycılık konusu üzerine yoğunlaştıracak olması tehlikesidir). Cem Boyner'in YDH'si ve Ismail Cem'in YTP'si basarisizliga ugramis birer sabetayci insiyatiftir.

SABATAYiSTLER ve TÜRK DiSiSLERi

Disisleri cemaatin is dünyasiyla birlikte en güçlü oldugu alandir. Disisleri bakanlarimizin ve diplomatlarimizin önemli bir kismi yahudi asillidir. Ismail Cem, Sükrü Sina Gürel, Ilter Türkmen, Emre Gönensay, Coskun Kirca, Onur Öymen, Kaya Toperi, Zeki Kuneralp, Özden Sanberk, Yalim Eralp, Filiz Dinçmen yahudi asillidir. Bu diplomatlar emekliliklerinden sonra medya tarafından uzman ve kanaat önderi olarak sunulmaktadır.

SABATAiSTLER ve YARGITAY
Cumhuriyet Bassavcisi Sabih Kanadoglu,

SABATAiSTLER ve MERKEZ BANKASI
Eski baskani Gazi Erçel,

SABATAiSTLER ve HAZiNE MÜSTESARLIGI
simdiki müstesar Faik Öztrak,

SABATAiSTLER ve CUMHURBASKANLIGI
Cumhurbaskanligi sekreteri Tacan Ildem yahudi asillidir.

SABATAiSTLER ve MİT
MiT müstesari olmanın şartı sabetaycı yada mason olmaktır. Kendisi de mason olan Şenkal Atasagun'un (babası bir generaldi) selefleri olan Ziya Selışık, Fuat Doğu ve Sönmez Köksal vs. masondurlar. Hiram Abas da masondur. 12 Eylül yönetimi tarafından kendisine MDP'nin kurdurulduğu orgeneral Turgut Sunalp 80 öncesinin kontrgerila örgütü Ergenekon'un başıdır ve aileden masondur.

SABATAiSTLER ve SIVIL TOPLUM ÖRGÜTLERI

1. ÇYDD ve ÇEV
Tamamen sabetayci insiyatifle kurulmus sivil toplum örgütleridir.
2. ADD
(Atatürkçü Düsünce Dernegi) Atatürk'ün bir araç olarak kullanilmasi amaciyla cemaat tarafindan kurulmustur. Üç onur kurucusundan biri Kapancilar kolundan Münci Kapani'dir ki diger iki onur kurucusundan da en az birinin cemaatten oldugunu saniyorum, ayrica dernegin 1. numarali kurucusu kayitlarda Hifzi Veldet Velidedeoglu olarak geçer ki kendisi sabetaycıdır.
3. TGC
Türkiye Gazeteciler Cemiyetinin son iki baskani Nezih Demirkent ve Nail Güreli yahudi asillidir.
4. TÜSIAD
Yari yahudi-insiyatifli bir kurumdur.
5. YASED
Baskani Faruk Yöneyman da sabetaycidir.
6. TESEV
Cemaatin en güçlü ve kamuoyunu yönlendirmede en çok umut baglanan sivil toplum örgütü TESEV'dir ki 16 yönetim kurulu üyesinden benim tanidigim su isimler yahudi asillidir: Özden Sanberk, Yilmaz Argüden, Can Paker, Üstün Ergüder, Ilter Turan, Ilter Türkmen, Ersin Kalaycioglu. Ayrica yahudi olan Ishak Alaton da (Ishak bey'in digerlerinin aksine nüfus kagidinda da musevi yazar, yani sabetayci degildir) bu vakfin yönetim kurulu üyelerinden biridir. Bu tür sivil toplum örgütleri kurulurken, yönetime adam seçerken ne olur ne olmaz diyerek kadronun tamamen sabetayci olmamasina özen gösterilir. Diger üyeler mason localarinin sabetayci olmayan üyelerinden, aparat diyebilecegimiz baglasiklardan ve sempatik isimlerden seçilir. Ahmet Salih İlkorur gibi Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi'nin merhum büyük üstadi Sahir Talat Akev de sabetayciydi (yerine geçen Demir Savasçin kendisi gibi sabetayci olan Can Atakli'nin kayinbiraderidir). Mimar Sinan Locasi'nin eski üstadi muhteremi Resat Atabek, yine üstadi azamlardan Cumhur Ferman da sabetaycilardandir. Masonluk bugün cemaatin organize olmasinda çok önemli bir islev görürken sivil toplum örgütlerimiz de medyayla birlikte kamuoyunun istenildigi yönde olusturulmasina hizmet etmektedir.

SABATAiSTLER ve BASIN

1. Cumhuriyetin kurulusundan beri Türkiye'de basin sabetayci güdümlü olmustur. Ahmet Emin Yalman, Sedat Simavi, Haldun Simavi, Abdi Ipekçi, Zekeriya Sertel yahudi asillidir. Sabah ve ATV'nin sahibi Dinç Bilgin yahudi asillidir. Bu grubun hemen bütün önemli isimleri yahudi asillidir; Güngör Mengi, Ruhat Mengi, merhum Gülçin Telci, Murat Birsel, Okay Gönensin, Levent Tüzemen, Ilker Sarier, Sedat Sertoglu, Ercan Arikli vs.
6. NTV'nin sahibi Ferit Sahenk (Dogus grubu) yahudi asillidir (NTV bugün cemaatin Can Paker ve TESEV güdümlü programlarla kamuoyunu yönlendirdigi en önemli TV'dur). 7. Dünya gazetesinin kurucusu Nezih Demirkent ve genel yayin yönetmeni Osman Arolat sabetaycidir.
8. Milliyet, Dogan grubu
9. Hürriyet, Dogan grubu
10.Radikal, Dogan grubu
11.Posta, Dogan grubu
12.Kanal D Dogan grubu ve
13.CNNTürk'ün sahibi Dogan grubu ve
14.Aksam, Çukurova gruplari
15.Show TV Çukurova gruplari ve
16.Cumhuriyet'in % 40 hisse sahibi Çukurova gruplari da Isdünyasi bölümünde anlattigim gibi cemaat baglasigidir.
17.Vatan gazetesi eski Sabah çalisanlari tarafindan çikarilmaktadir, sabetaycıdırlar. Medyamizin önemli simalari olan Nuri Çolakoglu, Güneri Civaoglu, Mehmet Ali Birand, Can Atakli, Ali Sirmen, Gülgün Feyman, Umur Talu, Aziz Üstel, Nazli Ilicak, Cengiz Çandar, Ilnur Çevik yahudi asillidir. Mehmet Barlas da esi Canan Barlas (Can Paker'in kardesi) dolayisiyla cemaatle akraba ve kraldan fazla kralcidir. Murat Belge sabetaycı Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun yeğenidir. İletişim yayınlarını kurarken arkasındaki finansör sabetaycı Osman Kavala'ydı. Hep basındaki sabetaycı yazarlardan bahsedilir ama Zeynep Göğüş ve Mehmet Altan gibi eşleri sabetaycı olan yazarlar unutuluyor. Gazeteler ve televizyonlarda toplumu yönlendirmek için kanaat önderi olarak sunulan kimseler arasında sabetaycılar ağırlıktadır ve is dünyasinin genelinde oldugu gibi sabetayci birilerini çalistirmak bir medya kurumunun basarisi için olmazsa olmaz bir parametredir.

SABATAiSTLER ve iS DÜNYASI

Koç Grubu ve Çukurova Gubunun üzerinde hem büyüklükleri hem de yapilarinin ilginçligi sebebiyle özellikle duracagim. Akkök grubunun sahibi Dinçkök'ler, Sahenk'ler (Dogus grubunun sahibi olan bu ailenin Ayhan Sahenk vakfi'nin logosu Davud yildizinin stilize edilmis halidir), Eczacibasi'lar, Koçman'lar, Cem Boyner, Tekfen'in sahiplerinden Feyyaz Berker, Feyyaz Tokar, Bezmen'ler, Edin'ler, Özgörkey'ler, Atabek'ler, Dedeman'lar, Merzeci'ler, Kurttepeli'ler, Sahap Kocatopçu, Ömer Çavusoglu, Ahmet Kozanoglu, Ali Üstay, Arman Kirimli, Alp Yalman, Faruk Süren, Nur Akgerman, Mehmet Üstünkaya, YKM'nin sahibi Tan ailesi, Feyyaz Tokar, Ibrahim Betil, Akin Öngör, Kahraman Sadikoglu, Henkel'in yönetim kurulu baskani Can Paker, Siemens'in yönetim kurulu baskani Zafer Incecik, STFA'nin kurucularinin manevi oglu Eser Tümen (CNNTürk'te çalisan kizi Esra Tümen Raif Dinçkök'le evlenmek üzere) ve torunlari Taskent'ler yahudi asillidir. Isdünyasinin önemli aileleri içinde güçlenmek, baglasik olusturmak ve güvenlik sübabi kabilinden çocuklarini sabetayci ailelerin çocuklariyla evlendirmek, sabetayci ve mason profesyoneller çalistirmak (uluslararasi sirketlerde dahi masonluk ve sabetaycilik yükselmede etkilidir) çok önemlidir; Koç'u büyüten isadamligindan çok yahudiler ve sabetaycılarla baglasık kurmus olmasıdır. Cemaat mensuplari her kurumda oldugu gibi isdünyasında da birbirlerini tutar, birbirlerine is verir, birbirlerinden alisveris eder (otomobil bayisinden insan kaynakları danısmanina kadar), cemaat arasindan çikan yetenekli gençlere çesitli imkanlar sunar, mutlaka bir yerlere getirir, örnegin Can Paker'i Henkel'in basina geçiren Alber Bilen'dir, Ugur Bayar'ın Özellestirme Idaresinin basina geçirilmesi, Ismail Cem'in 80 öncesi TRT genel müdürlügüne atanmasi bu türden nepotizm, kayirma ve kadrolasmalarin siyasetteki izdüsümlerine örnektir. Talat Halman'in Erendiz Atasü'yü itelemesi dahi bu tür bir pazarlama örnegidir. Bir ilginç not: bugün Türkiye'nin neredeyse bütün büyük müteaahhit sirketlerinin sahipleri yahudi asillidir yada akrabaliklari vardir. Sadece bir kaç örnek: Alarko'nun sahiplerinin yahudi oldugunu herkes biliyor. Tekfen (Feyyaz Berker), Enka (Sarik bey yahudi asilli degil bildigim kadariyla ama Sisli Terakki mezunudur ve kizi Zeynep Keyman bir sabetayciyla evlidir), STFA (Eser Tümen ve torun Taskent'ler sabetaycidir ki bunlardan Nur Taskent yakin zamana kadar sabetayci Dedeman'lardan Özlem Önal'la evliydi).

Gazetelerde çikan ve Hazine yada BDDK tarafindan dogrulanan Isviçre bankalarinda Türklere ait 65 milyar dolar oldugu haberini size biraz açayim: isin içinde oldugum için biliyorum ki bu paralarin büyük kismi cemaatimiz mensuplarinindir. Bu topraklarda yapilan ticaretle ele geçen paranin çesitli yollarla bu topragin disina kaçirmanin güdüsü de güven yada ekonomik istikrarsizliga tepkiden öte 'Türkiye'li degil Türkiye'de yasayan bir sabetayist' hissetmekten ileri geliyor. Ekonomi istedigi kadar iyiye gitsin, o servet buraya gelmez.

KOÇ Grubu:
Vehbi Koç müslüman Türk'tür. Peki acaba sirketlerinin üst düzey yöneticilerinin çogunluk yahudi asilli olmasinin (örnegin şimdiki Koç Holding'in CEO'su Bülent Özaydınlı -orgeral İrfan Özaydınlı'nın oğludur-, Mehmet Ali Berkman, Tugrul Kutadgobilik, Arçelik'in genel müdürü Nedim Esgin, Hasan Bengü , Mehmet Ali Neyzi, Mehmet Barmanbek yahudi asillidir, Tofas'in eski CEO'su Jan Nahum ise Ishak Alaton gibi 'resmen' yahudidir. Sabetayci Orhan Pamuk'un babasi Gündüz Pamuk da Koç'ta çalismis ve Aygaz'in genel müdürlügünü yapmistır) tek sebebi yukarida anlattigim baglasik mantigi midir? Simdi Koç ailesinin yapisina bakalim. Bu örnegi sabetayci ailelerin akrabalik iliskilerine güzel bir örnek olmasindan dolayi biraz genis tutacagim. Bir baska güzel örnek için Ismail Cem'in iliskilerini anlatan kitabi okuyabilirsiniz. Vehbi Koç'un esi Sadberk hanim, Vehbi bey'in teyzesinin kizdir. Sadberk hanim'in baba tarafindan kuzeni Hürriyet'i kuran Sedat Simavi'dir. Sedat Simavi, Hürriyet'i kurarken bütün sermayeyi Koç'un ortagi Eli Burla saglamistir (Aydin'in Dogan'in Milliyet'i Ercüment Karacan'dan almasina aracilik eden de yine Koç olmustur). Sadberk hanim, Sadullah-Nadire Aktar çiftinin ikinci çocugudur. Birinci çocuklari Adile Hanim, Akfil'in kurucusu Ihsan Mermerci'yle evlenmistir. Ogul Rahmi Koç Çigdem Meserretçioglu'yla evlenmis, bu evlilikten Mustafa, Ömer ve Ali Koç dogmustur. Çigdem Meserretçioglu yine Izmir'in eski çok zengin ailelerinden sanayici ve armatör Avni Meserretçioglu ile esi Suat hanim'in kizidir. Çigdem hanim, Rahmi Koç'tan sonra Erol Simavi'nin oglu Günaydin'in sahibi Haldun Simavi'yle evlendi. Mustafa Koç, Izmir'in ünlü zenginlerinden Izmir Yün Mensucat'in sahibi olan Giraud'larin kizi Caroline ile evlidir. Suat hanim ünlü armatör Kemal Sadikoglu'nun kizkardesidir. Armatör Sadikogullari'nin kizlarindan Varlik hanim, Alp Yalman'la, Berna hanim Bilderbergli Feyyaz Tokar'la, Rabia hanim Çapamarka'nin sahibi Vecdi Çapa'yla, Esin hanim ise Milliyet Gazetesi yazarlarindan Yilmaz Çetiner'le evlenmistir. Meserretçioglu çiftinin Çigdem Hanim'in disindaki diger iki çocugundan biri olan Güldem hanim da, Ipragaz'in sahibi Yücel Kurttepeli'yle evlidir (Koc.net sirketi Ali Koç'un Emre Kurttepeli'nin kurdugu Forsnet'i satinalmasiyla kurulmustur, Kurttepeli daha sonra Mynet'i kurdu).

Dolayisiyla Koç ailesinin bugünkü üçüncü neslinde hem anne hem baba tarafindan yahudi kani vardir. Bir yanlis anlamaya sebep olmamak için Rahmi beyin cuma namazlarina giden bir müslüman oldugunu söylemeliyim; bunun takiyye olmadigini düsünüyorum. Ogullari da yahudi inancinda olmayabilirler ancak kanbagindan ve aile geleneginden dolayi sabetayci etkisi ve baglasikligi hayatlarinda her zaman önemli bir parametredir. Koç tarafindan büyütülen Aydin Dogan da bu baglasik mantigini uygulayarak büyümüstür, en önemli tepe yöneticisi Imre Barmanbek de sabetaycidir.

ÇUKUROVA Grubu
Karamehmet ailesi müslüman Türk'tür. Ancak eger benim bildigim Eliyesil'lerle ayni aile ise esinin gelmekte oldugu aile yahudi asillidir. Agabey Samsa Karamehmet'in kizi Show TV'nin genel müdürü Zeynep Karamehmet de bir sabetayci olan Firat Gönenç'le evlidir. Çukurova Holding'in yönetim kurulunun aile disindaki üyeleri üç kisi haricinde sürekli degisir: Osman Berkmen, Sezer Birgili ve Sadi Gücüm. Bu üç kisi de sabetaycıdır.. Grubun çok sayidaki sabetayci profesyonelleri arasinda Nejat Yalim, Bülent Ergin ve Melih Araz'i da saymaliyim. Çukurova'nin Turkcell'deki ortaklari Murat Vargi ve Kavala ailesi de sabetaycidir. Turkcell'in eski genel müdürü Cüneyt Türktan, finans müdürü Tokay'lardan Ekrem Tokay ve Digiturk genel müdürü Ertan Özerdem de sabetaycidir. Çukurova'nin borçlarina karsilik (Isviçre'deki paralari borcunu ödemeye yeter de artar bile) devlete degerinin 25 katina kakalamaya çalistigi A-tel'deki ortagi ise (Sabah'in sahibi ve ortagi Çukurova gibi banka hortumcusu) sabetayci Bilgin ailesidir. Çukurova grubunda da Koç grubu gibi sabetayci etki çok güçlüdür. Bu grup 80 öncesinde altin kaçakçiligi, sonrasinda da yedek parça kaçakçiligi, lisanssiz Caterpillar parçasi üretimi (Mehmet Emin Karamehmet bu nedenlerle iki kez yurtdisina kaçmak zorunda kaldi), banka hortumlamak, yurtdisina para kaçirmak, Isviçre'deki sirketleri araciligiyla vergi vermemek (KDV'den bahsetmiyorum) -ki isdünyamiza bu Isviçre manevralarini sevdiren o oldu-gibi hukuksuz eylemleriyle isdünyamizin yolsuzluktaki öncüsüdür. Karamehmet son 15 yildir devletle islerini Günes Taner araciligiyla yürütürdü. Turkcell'in degerinin bu kadar artmasina sebep olan GSM ihalesinin iki yil geciktirilmesinin altinda Taner'in imzasi vardir. Bilin bakalim Günes Taner'in kimligi nedir? Bildiniz; sabetaycıdır.

SABATAiSTLER ve CEMiYET HAYATI

Istanbul sosyetesinin motoru ve trend belirleyicisi sabetayci zenginlerdir: trendy yerler (Ayse Kapanci ve Ayla Sevand'in açtigi yerlerin her zaman tutulmasi), alisveris mekanlari (Akmerkez'in bu kadar popüler olmasi), antikacilik (Rafi Portakal ve Tuncay Artam'in elindedir), emlak geliştirme (Alkent, Edin'lerin Kemer Country'si) vs.. Cemaat, tutmasini istedigi isletme için mutlaka gerekli sirkülasyonu saglar ve çekim merkezi yapar. Cem Boyner'in banka sahibi olmamasına rağmen Advantage Card'ı tutundurmayı başarmasının sebebi budur.Bugün Alem dergisi'nin herhangi bir sayisini elinize alirsaniz içindeki isimlerden belki yarisinin sabetayci oldugunu görürsünüz. Bu dergiyi çikaran sabetay baglasigi Çukurova grubunun Show TV'de Ipek Tenolcay ve Cemil Ipekçi gibi sabetayci ünlülere yaptirdigi programlara yer vermesi, toplum ahlakina zarar veren Televole'yi yayinlamasi, 900'lü hatlari reklam etmesi (toplum ahlakini bozan 900'lü hatlari Türkiye'ye getiren sabetayci Oguz Özerden'dir ki Sabah'in sahibi Bilgin grubunun himayesinde olup bu isten kazandigi paralarla cemaatin Bilgi üniversitesini kurmustur),

Sanıyorum derin devlet yada derin irade denen seyin ne oldugunu, bazi kimselerin laiklik anlayisinin neden rasyonelin ötesine geçtigini, basörtüsü sorununun gerçek nedenini, Çevik Bir'in 28 Subat çikisini ve sonrasinda neden Sabah gazetesince cumhurbaskani adayi olarak lanse edildigini, genelkurmaydaki Hasan Tahsin Harekat Odasina neden bu adin kondugunu (Hasan Tahsin -Osman Nevres- bir sabetayciydi ve düsmana ilk kursunu onun attigi sabetayci basin tarafindan uydurulmustur ancak bunun gerçekdisiligi sonradan kanitlanmistir), eski disisleri bakani Coskun Kirca'nin açik islam karsitligi ve din egitimi hakkindaki çirkin söylemininin altinda yatanlari, Can Paker'in neden protestan bir islam talep ettigini, Mina Urgan'in kitabinda neden Necip Fazil ve Yahya Kemal'den asagilamayla sözettigini, özünde bir sabetayci hareket olan Yeni Türkiye Partisi'nin kurulus asamasinda Asaf Savas Akad ve Bülent Eczacibasi gibi insanlarin medyatik desteklerini, rektörlerin ve bazi askerlerin kökeni Atatürk'e baglilikmis gibi görünen anlasilmaz çikislarinin gerçek sebebini biraz olsun anladiniz; tek bir cevap: bu kisiler yahudi asillidir ve cemaatin elitlerinin (hayati kurumlardaki organizasyon gücünden mütesekkil) derin iradesi uyarinca Türkiye'yi tedricen dez-islamize etmek istemektedirler.

Cemaatimizin içinde ülkesini seven insanlar çogunluktadir, cemaatimiz Halide Edip, Haldun Dormen, Sertap Erener, Mustafa Denizli gibi degerli insanlar yetistirmistir, isadamlarimiz da bir çok insana istihdam sagliyorlar, vergi ödüyorlar. Bir grup muhteris elitist yüzünden cemaatimizin adi karalanamaz; S.B.T.A.I. olarak tepkimiz de bu grubadır.Kendimi bir müslüman Türk kadar Türk hissederim, dostlarimin arasinda çok sevdigim müslüman kardeslerim var, bugüne kadar da hiç birinden kimligimden ötürü en küçük bir incitici tavir görmedim. Isyanim cemaatimizin adini kötüye çikaran, Türkiye'yi sömüren muhteris elitistleredir. Türkiye yahudilerin huzurla yasadigi bir ülke olmustur; müslüman halkin 500 yillik hosgörüsüne ihanetle onu Orhan Pamuk'un sözlerinde ifadesini buldugu bir yahudi devleti haline getirmeye kalkmak ihanettir, seytanliktir.

BBG YARISMALARI
Bu programin yapimcisi olan Senkron TV'nin sahiplerinden sabetayci Levent Altınay 4 yil önce Telekulak skandalina bulasmıstı. Altinay bir çok ünlünün telefonunu dinletip para sizdirmis, ayrica Gökkafes projesine karsi çikan Oktay Ekinci ve Perihan Magden'in telefonlarini dinleterek Mustafa Süzer'e taseronluk yapmistir.

BBG yarismasi 'ayarlanmıs' bir yarısmadir. Düzenlenen 5 yarismanin galipleri Sabetaycilar ve Ermenilerdir. Bu programi sunan Öykü Serter, Doğa ve yarışmacı iken daha sonra program kadrosuna dahil edilen Kaan, Idil ve Cüneyt de sabetaycıdır.Buna benzeri bir "ayarlanmis" yarismanin sabetayci Keriman Halis'i dünya güzeli seçmek için yapildigi söylenir .

Programin ilk iki yarismasi bilindigi gibi sabetay baglasigi Karamehmet'lerin Show TV'sinde yapilmisti; bu grupla ilgili olarak önceki yazimda bilgi vermistim. Son üç yarismanin yapildigi Star TV'nin sahibi Cem Uzan'in ilk esi sabetayci Feyyaz Berker'in, ikinci esi sabetayci Renç Koçibey'in kizidir; her ne kadar sevilmese de bir baglasiktir (sabetayci oldugunu söyleyen de var) ve telekulakçı ve sabetaycı Senkron TV ile isbirligi yapmistir. Sabetayci Can Atakli'nin Star'a alinmasinin sebebi de geçen yazimda belirttigim gibi masrik-i azam Demir Savasçin'la akrabaligidir. Ayarlanmislik derken Kral TV'nin müzik listelerinde bir zamanlar Yesim Salkim'in (Hakan Uzan'dan bosanmadan önce elbette) nedense haftalarca birinci oldugu zamanlari hatirlatirim.

SABATAiSTLER ve ECZACIBASI AILESI

Eczacibasi ailesi 1924 mübadelesi öncesi yerlesik sabetaycilardandir. Nejat Eczacibasi'nin esi Beyhan Eczacibasi'nin babasi Ittihat ve Terakki'nin beyni ve 33. dereceye yükselmis bir mason olan Rahmi bey de sabetayciydi. Bülent Eczacibasi'nin esi Oya hanım ve kardesi Faruk Eczacibasi'nin esi Füsun hanım da sabetaycidir. Özal kardesler sabetayci degildir ama Turgut Özal'in esi Semra (Yeginmen) hanim sabetaycidir, Muharrem Berk'in yegenidir, kardesi Mehmet Yeginmen de sabetayci Kavala grubunun adami olmus ve savunma ihalelerinde yolsuzluklara bulasmistir. Mesut Yilmaz'in kendisi degil (akrabasi Mehmet Kutman'in sabetayci oldugunu geçen yazimda belirtmistim) ama esi Berna (Müren) hanim cemaat çevrelerinde sayilan Semra Özal'in Anap'in muhafazakar kanadina hasmane tavir almasinin ve 1991'deki Anap genel baskanlik yarisinda Akbulut'a karsi siddetle Mesut Yilmaz'i destekleyip esini Yilmaz'a üstü örtülü destek vermeye zorlamasinin sebebi iste bu sabetaycilik bagidir.

ANADOLU YERLESTiRiMLERi
1924 mübadelesinde ülkeye gelen 1,5 milyon dolayinda insanin 20,000'i sabetaycidir ve bu insanlar diger mübadiller gibi Anadolu'nun çesitli yerlerine yerlestirilmistir. Bu yerlesimleri ve mübadele öncesi yerlesim yerlerini biliyoruz dolayisiyla Rahsan Ecevit'in "Sebinkarahisar'liyiz", Tansu Çiller'in "Muglaliyiz" Sahenklerin "Nigdeli'yiz", 1924 öncesi yerlesik bazi sabetaycilarin "biz 150 yildir Izmir'liyiz", "Selanik'li degil Kavala'liyiz" vs. sözlerine sadece gülüyoruz. Çikip açikça "sabetayci degiliz" diyebiliyorlar mi, dediler mi? Susuyorlar yada Çevik Bir'in "bir tarafim Selanik, diger tarafim Makedon" cevabi gibi kaypak bir cevapla bırakıyorlar.

NTV
NTV, cemaatin derin iradesinin en önemli kamuoyu yönlendirme araci olarak 'Türkiye'yi halka müslüman bir ülke olmaktan çok bir kültür mozaigi olarak benimsetme' stratejisini en yogun uygulayan televizyondur(Ferit Sahenk'in bu asirilik ve temkinsizligine yasasaydi babasi izin vermezdi; Ixir ve Tansas fiyaskolarina simdi bir de bunu ekleyecek). Buna bir örnek de sabetay baglasigi Karamehmet'lerin Yapi Kredi Kültür'ünden vereyim; isin basindaki Enis Batur ana tarafindan sabetaycidir ve yahudi Bilge Karasu'nun (II. Abdülhamid'e tahttan indirildigini teblig eden gruptaki Emmanuel Karasu'nun oglu) çömezidir. Bu kurumun birimlerine adini veren Kazim Taskent, Vedat Nedim Tör ve Sermet Çifter sabetaycidir.

MUSTAFA DENIZLI: Denizli'yi Altay'dan GS'a getiren kisi sabetayci Alp Yalman'dir. Denizli'nin her iki esi de sabetayciydi.Çok dindar bir sabetayci olan Denizli'nin kizlari göreceksiniz ya birer sabetayciyla, en kötüsü de baglasik ailelerden birileriyle evlenecektir.(Vestel'in sahibi Zorlu'lar sabetayci degildir.)

ÖZAL'IN PRENSLERi: 80'lerde "Özal'in prensleri" olarak lanse edilip önemli görevlere tepeden inme getirilen Amerika egitimli gençler Coskun Ulusoy , Bülent Semiler ve Engin Civan (esi Amerikali yahudidir, rüsvet alip isini görmedigi Selim Edes de kendisi gibi sabetaycidir) sabetaycidir.

MHP'YE DESTEK: Türkçülügü dezislamizasyonun bir araci olarak gören cemaatimiz bir yandan Tekin Alp (Moiz Kohen), Reha Oguz Türkkan gibi kisilerle isin teorisine etkide bulunmaya çalisirken isadamlarimiz ve baglasiklari (Has'lar, Dinçkök, Berker, Karamehmet, vs) araciligiyla da bir kalkan ve "böl-yönet" araci gördükleri MHP'yi finanse etmislerdir. (Tunca Toskay hariç MHP'nin tepe kadrosunun sabetaycilikla ilgisi yoktur, olmalari gerekmedigi gibi kendilerine yapilan bagislarin asil sebebini bilmeleri de gerekmiyordu).

Müslüman Türk halka buradan bir çagrım olacak. Bu sebekemsi yapı içinde sizin hiç kimsenin elinizden alamayacagi iki özgürlügünüz bulunuyor;
1. kime oy vereceginiz ve
2. paranizi nereye harcayacagınız;
Bunlari dogru kullanirsaniz ülkenizde bir seyleri degistirebilirsiniz...
Superonline yerine ttnet kullanabilirsiniz,
Henkel'in temizlik ürünlerini kullanmayabilir,
Sabah almayabilir,
Orhan Pamuk okumayabilir,
Turkcell yerine Aycell kullanabilir,
Garanti bankasi yerine baska bir bankayla çalisabilir,
Migros, Tansaş, Akmerkez'den alisveris etmeyebilir,
Henkel (Yayla, Persil, Tursil, Vernel), Eczacıbaşı (Vitra, Artema, İpana, Selpak, Solo) gruplarının tüketim ürünleri yerine muadillerini alarak paranızla sabetaycı sömürücüleri beslemeyi bırakabilirsiniz.
Medyada okudugunuz ve seyrettiklerinizi yazan yada söyleyenin kim ve ne oldugunu düsünerek değerlendirebilir, yönlendirmelere karşı kendinizi koruyabilirsiniz. Kalite ve fiyat eşitleri arasında seçim yaparken tercih yaparak sabetaycı ve bağlaşık grupların ürünlerini almayınız.

Mehmet Emre Güreli : Sabetaycı Yapılanmaya Karşı Bilinç ve Tercihli Alışveriş İnsiyatifi Başkanı


SABATAiSTLER ve ATATÜRK

... Prof. Ilber Ortayli, Selanik sehrinin, cemaatin baslica yerlesme yeri oldugunu, Osmanli Imparatorlugu’nun son döneminde özellikle egitime önem verdiklerini belirtiyor.Sabatayci gençleri egitmeyi amaçlayan bu okullar, nihayet kurucularinin da ideoloji ve dünya görüsü degisikligi geçirmesine sebep oldu. Artik bütün Osmanlilari, bilhassa Müslüman Türk çocuklari egitmekten memnun oluyorlardi. Nitekim çocuk Mustafa Kemal (Atatürk) modern egitim veren böyle bir ilkokula giden Müslüman Türklerdendir. Kendisinin anlattıgına göre annesi geleneksel bir Kur’an okuluna, babası Ali Rıza Efendi ise Semsi Efendi’nin kurdugu bir okula gitmesini istemisti. Semsi Efendi Sabatay’cidir. Kapanî grubundan oldugu söyleniyor. Fakat Karakas grubu ile isbirligi yapiyor ve egitimle bu rakip iki dönme grubunun birligini saglamak istiyormus. (Ilber Ortayli, Alevi Kimligi, S.120).Sabataycilarin özellikle Mevlevi tarikati çatisialtinda örgütlenmeleri de dikkat çekici. Laiklik ve Ittihadçiligin öncüleri Sabatayci Selanik’li Sabataycilarin bilinen tek yayini olan Gonca-i Edep'dır. Özellikle Mevlevi, Melami ve Bektasi tekkelerinde 19. yy’dan itibaren seyh, mürsid, dede, dedebaba gibi en üst makamlara kadar ulastiklarini görüyoruz. Sabatayci seyh ve müritler Sevi müslüman olduktan sonra baglilarina müslümanlarin görünürdeki adet ve geleneklerine riayet etmelerini ögütlemistir. Bu da onlarin kendilerini en rahat ifade edebilecekleri çesitli tarikatlarin dergah, hanekah, tekke ve zaviye gibi mekanlara ragbet etmelerine yol açmis. Merkezi Selanik olan bu cemaatin Selanik’teki özellikle Mevlevi ve Bektasi dergahlarinda yogunlastiklarini görüyoruz...Türk matbuatinin önemli simasi, Vatan gazetesi sahibi Ahmed Emin (Yalman) da Sabatayci idi .Ilgaz Zorlu, Sabatayci cemaatlerin Islam mutasavviflariyla iliskilerinin özellikle Istanbul, Izmir ve Selanik’te yogunlastigini belirtiyor. (Bkz. Zorlu, Evet, Ben Selanikliyim, S.40-41) Istanbul’de Yenikapi Mevlevihanesi, Kasimpasa Mevlevihanesi, Aziz Mahmud Hüdai’nin Üsküdar’daki dergahi Sabataycilarin etkin oldugu dergahlar olarak dikkat çekmektedir. Şu anda Amerika’da yasayan müflis isadami Halil Bezmen’in dedesi Esad Efendi 1920’lerde Kasimpasa Mevlevihanesi’nin seyhidir. Ankara Bektasi Dergahi’nin su andaki Dedebaba’si yani seyhi de Sabatayci. Yine Dedebabalardan Bedri Noyan da Yahudi dönmesi. Kardesi Engin Noyan da bir tv’de program yapimci ve sunucusu.Sabataycilar ve Masonlar Osmanli döneminde etkin konumdaki masonlarin arasinda Sabataycilarin önemli bir yekün tutmasi da dikkat çekmektedir. Osmanli topraklari içindeki ilk mason locasinin Selanik’te kurulmasi tesadüf olmasa gerek. Avrupa’daki gelismeleri yakindan takip etme imkanina sahip Sabataycilar bu alandaki gelismelere de öncülük etmisler.Günümüz mason localarinda da Sabatayci çok ünlü kisilerin varligi devam etmektedir. Su anda Hür ve Kabul Edilmis Masonlar Büyük Locasi’nin Büyük Üstadi Sahir Talat Akev de Sabatayci. Mimar Sinan Locasi’nin eski üstadi muhteremi Resat Atabek, yine üstadi azamlardan Cumhur Ferman da Sabataycilardan. Resat Atabek’in Masonluk Üzerine adli kapsamli eseri Masonluk hakkinda önemli bilgiler ihtiva ediyor. Sabatayci ünlü gazeteci Ahmed Emin Yalman’in ve Cavid Bey’in ayni zamanda Mason da olduklarini Loca’nin disa açilirken açikladigi isimlerden ögreniyoruz.

Bilindigi gibi Susurluk skandali ile ortaya çikan iliskilerde bu silahlarin kayip oldugu iddia edildi. Kayip silahlar Susurluk Çetesi olarak nitelenen ekip tarafindan kullanilmisti. Bu silahlari teslim alan kisi ise Ertaç Tinar. Yalçin Küçük, Tinar’in Sabatayci oldugunu belirtiyor ve Mossad’in dönmelerle is tutmasinin tehlikesine dikkat çekiyor.

24 Haziran 2005

V A H S E T !!!!!

http://www.strasbourgcurieux.com/fourrure/

23 Haziran 2005

Derin Devletin Derin Gücleri


DERiN DEVLET YANILTMACASI

Tarik:

Doğru ve yanlışın kolkola gittiği, iyi ve kötünün birbirine girdiği günümüzde kişileri ve kurumları yıpratmak kolaylaştı.
Devletin en üst kademelerindeki kişiler birbirlerini ihanetle suçlayacak kadar basitleşti. Kimi Sünni, kimi Alevi, kimi Turancı, kimi Dinci denilerek kamplara bölündü.
Bu ortamda sağlıklı düşünen bir kaç kişiye ise suikastler ve tehditler tertiplenerek dengeleri bozuldu. Kendisi, ailesi, çevresi tehdit altındaki insanların yerinde kararlar alamayacaklarını biliyorlardı.
Saadettin Tantan'a, Umut operasyonunun ilk safhasinda bu yapıldı. "Size suikast duzenleyeceklerdi" denilerek ilgisi dağıtıldı ve o günkü tertibe inandırıldı.
Bir süredir, aynısı Genelkurmay Başkanımıza yapılıyor. Kıbrıs'taki bir albayımızın vurulması olayının ordu içindeki Çevik Bir cuntasının tertibi olduğu söylendi. Helikopterine, uçağına sabotaj yapıldığı/yapılacağı iddia edildi. Hatta tatbikatlarda uçağına, gemisine hedef kitlemesi yapıldı. Sonuçta bazi hatalı açıklamalar yaptırıldı.
Arkasında büyük bir kamuoyu desteği bulunan Sayın KIVRIKOGLU'ndan isteğimiz, hangi seviyedeki kademelerden gelirse gelsin ispatlanamayan dedikodu mahiyetindeki bilgilere kulaklarını kapayıp, doğru bildiklerinin üzerine cesaretle gitmesidir. Halkımıza ufuk açabilecek, düşmanlıkları kaldırabilecek konumdaki en şanslı ve sorumlu makam sahibi olduğunu unutmamalıdır.

Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Tarih: Sal May 24, 2005 1:50 pm

ŞEYHİNİ "UÇURAN" MÜRİD!

--------------------------------------------------------------------------------

Şeyh uçmaz, mürid uçurur, derler ancak, bu kez mürid Şeyhi Hüseyin Hilmi Işık'ı buharlaştırdı. İnanmıyorsanız, Türkiye Gazetesi'nin arşivinde, bu ismi ve onun da Şeyhi Abdülhakim Arvasi'yi arayin. Hatta eskiden Hüseyin Hilmi Işık adına bastırılan Saadet-i Ebediye isimli ilmihal kitabının yeni baskılarına bir bakın kimin ismi var.
Bir çok kimse, aslında "Efendi Hazretleri" nin hiç yaşamadığını iddia etmeye bile başladı. Biz, Enver Ören'in bir kayınpederi olduğunu biliyoruz. Ancak kendileri de bir zahmet, büyüklerine reva gördüğü vefayı! açıklasınlar da suizandan kurtulalım. İNANMAZSANİZ SİZDE ARAYIN


Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:51 pm

O ARTIK SİYASİ LİDER!!!

--------------------------------------------------------------------------------

Koskoca, tarihi Kadiri Tarikatı bugün bir istihbarat kliğinin elinde oyuncağa dönmüş bir adamla temsil ediliyor. Abdülkadir Geylani Hz.lerine kadar uzanan büyük ve köklü bir tarikat bugün maalesef siyasetin merkezine çekildi.
Bir bakanlık danışmanlığı için, "bütün oylar DYP'ye" kampanyası yürüten Baş Efendi, şimdi de "Kuvayi Milliye" partisi için paçaları sıvadı. Şehir şehir dolaşıp mitingler tertipliyor. Ancak siyaset yapmanın Azerbaycan'dan profesörlük almak kadar kolay olmadığını yakında anlayacak. Fakat hem kendine hem tarikata yazık etmiş olacak. Meclise girmek icin İsçi Partisi ile ittifak yapması beklenen Baş'ın, başı hakkında yazılan kitaplardan ötürü biraz belada. Karı boşar gibi siyasetçi değiştiren Baş, tencere tava pazarlar gibi oy pazarlamanın faturasını da anlaşılan müridlerine ödetecek!
Bizden uyarması, yarın ipleri çekilirken bir tekme de bugün yüzlerine gülen albaylardan yiyeceklerinden süphe etmesinler.

Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:52 pm

SAPKADAKİ SIRMALAR!

--------------------------------------------------------------------------------

İnaniyoruz ki, o "bir gün" gelecek ve genelkurmay başkanı olmadan önce ABD'den liyakat madalyası alma geleneği ortadan kalkacak.
Komuta kademesinin problemi, komutan durum muhakemesi (Özel Milli Siyaset Belgesi'nde) yaparken en az 100 alternatifli muhtemel (olası) harekat tarzı yazamamasıdır. Elbet bir gün bizim komutanlarımız da, yabancıların gözünde "muhtemel davranışları önceden tahmin edilebilir" komutanlar olmaktan çıkarak, tarihi şartlanmışlıklardan mantığını azad edip, dostu düşmanı çatlatacak şasırtıcı kararlar alabilecekler.
"Yurtta Sulh, Cihanda Harp!" ilkesine gore hazirlıklarını yapıp, lojmanlarin ihata duvarını yıkıp halkıyla kolkola gezebilecekler

Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:53 pm

ALBAY'IN AMERIKAN BAĞLANTISI!

--------------------------------------------------------------------------------

Merhum Türkeş'in en fazla eleştirildiği konulardan birisi ABD ve Almanya bağlantılarıdır. Evet Türkeş, CIA'nın Türkiye masasındaki Özbek Türkü Ruzi Nazar'la irtibatlıdır. Hatta dost oldukları da söylenebilir. Ruzi Nazar'ın daha önceki görev yeri ise Almanya idi. Enver Altaylı'da bu bağlantıların merkezindedir ve MİT'te kadrolu olarak görev yapmıştır.
Ancak bu ilişkiyi sadece istihbarat ilişkisi olarak değerlendirmemek gerekir.
Benzeri ilişkiler, 2. Dünya savaşında bizzat İsmet İnönü'nün bilgisi dahilinde, resmen ve gayri resmi olarak Hitler'in komutanlarıyla bizim generallerimiz arasında kurulmuştur. Türkiye Azerbaycan (Kafkas) bölgesinde bir Türkistan cumhuriyeti kurma niyetindeydi. (Ugur Mumcu'nun 40'ların Cadı Kazanı kitabında bu ilişkiler ayrıntılarıyla anlatılır. Bundan dolayı da Mumcu ve Atilla İlhan gibi "Kadrocu" lar İnönü'yü faşistlikle suçlar.)
Ankara bu strateji kapsamında, eskiden Almanya ile ve NATO üyeliğinden sonra ABD ile ittifaklar kurmuştur. Türkeş'in irtibatı da devletin bilgisi haricinde degildi. Aksine bir devlet görevi idi.
Kendilerini "Avrasyacılar" olarak adlandıran ekip bu ilişkileri yorumlarken, aslında "kullanma tarihi geçmiş projeleri" rafa kaldıran Big Brother'a hizmet ettiklerinin, raflarındaki tozları temizlediklerinin farkında değil....devam edecek...

Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:56 pm

KOD ADI FABRİKATOR!

--------------------------------------------------------------------------------

CIA'CILARI KOYNUNDA BESLİYOR!
En popüler, CIA muhalifimiz ne gariptirki aynı zamanda CIA ajanları ile en içli dışlı siyasetçi-istihbaratçımız olan DOĞU PERİNÇEK.
Perinçek ekibinin CIA ajanı olarak suçladığı, Cengiz Çandar ve Hadi Uluengin gibi eski Aydınlıkçılardan bahsetmiyoruz. Yeni günah keçileri Soner Yalçın'dan da...
[b]İstihbarat tarihimizde, bizim MİT, bugüne kadar iki CIA ajanı yakalayabildi. Tasadüfe bakınki, ikisi de Aydınlık'tan çıktı.
Maalesef iki CIA'cı da kurmay albay ve MİT personeli: Turan Çağlar ve Sabahattin Savaşman. İkisi de Aydınlıkcıların haber kaynağıydı. Hatta Çağlar, doğrudan maaşlı Aydınlık elemanıydı. Peşlerine düşen Türk istihbaratçıların aleyhindeki haberleri Aydınlık'ta yayınlıyorlar ve adreslerini deşifre ediyorlardı.
CIA ajanı olarak afişe ettikleri Kemal Ilıcak'ın Tercüman tesislerinde Aydınlık'ı bastırmaları gibi ayrıntıları bir tarafa bırakın, Ilıcak'ın bunu ABD büyükelçisinin ricasıyla yaptığı iddialarına ne diyelim?
Ya da, Aydınlık'a sabotaj yapmak isteyen Susurlukçu mafya gruplarını bizzat Mehmet Ağar'ın engellediğini biliyor muydunuz?
Aydınlıkçılar'ın savunmalarını kitaplaştırdığı Sabahattin Savaşman'ın aynı zamanda İngiliz MI6'ya da çalıştığını duymuş muydunuz? Hani şu, Aydanlakçıların ev sahibi olan İngilizlere???[/b]

Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:57 pm

YEŞİL: JİTEM OPERASYON TİMİNİN KODU!

--------------------------------------------------------------------------------

OPERASYONUN KODU: YEŞİL

MGK, 92 yılında "TERORE, TERÖRÜN KULLANDIĞI ARAÇLARLA SON VERME" kararını aldıktan sonra, JİTEM bünyesindeki 7 bölgede ağırlıklı olarak Güney Doğu'da operasyon timleri kurdu. Bunların başında sonradan generalliğe terfi eden Albay Veli Küçük vardı.
Mahmut Yıldırım ise bu timin basit bir elemanıydı. Hatta PKK'ya haraç (yardım) veren işadamlardan tahsil edilerek bankaya yatırılan paraları bile kendisi çekemiyordu. O işi Jandarma Astsubay Ahmet Demir yapıyordu. Karışıklık, Ahmet Demir ismini Mahmut Yıldırım'ın kod adı olarak kullanmasından kaynaklanıyordu. Yine tesadüf eseri bir başka Ahmet Demir bölge illerinden birinde Emniyet Müdürü idi.
JITEM resmi kadrosu olmayan onayla kurulmuş bir birimdi. Kuruluşunda büyük bir hata yapılmıştı. Hem istihbarat hem de operasyon birimleri aynı çatı altındaydı. Emniyet'teki gibi ayrı birimlerde değildi. İstihbaratı kendisi yapın imha etme emrini kendisi veriyordu. Hukuken böyle bir timin kabul edilmesi sözkonusu bile olamazdı. Görev bittikten sonra dağıtıldı. Kimi general oldu, kimi uluslararası nakliyat filosu kurdu, kimi de Yıldırım gibi, Romanya'da uzun süre dolaştıktan sonra şimdilerde Kıbrıs'ta dinleniyor.



Tarik:

Kayıt: 18 Nis 2005
Mesajlar: 31
Nerden: Ankara
Tarih: Sal May 24, 2005 1:57 pm

BARLARDA DOLAŞAN HAYALET!

--------------------------------------------------------------------------------

Attilâ İlhan “Avrasya’da Dolaşan Hayalet” adlı kitabı ile Avrasyacılarımızın gönlünde taht kurdu!
İlhan, hayaleti Sultan Galiyef hakkında bakın neler söylüyor: ”Lenin, Troçki ve Stalin daha uzak görüşlü olsalar ve Galiyev’i bir düşman gibi görmeyip onunla işbirliği yapsalardı, sosyalizmin Orta Asya ve Avrasya’da kökleri daha sağlam olacaktı. Dağılma yine olacaksa da, bu dağılmadan Türk-Müslüman kavimler hem birlik halinde, hem de daha güçlü çıkacaklardı. Çünkü nereden bakılırsa bakılsın Vahidov’la Sultan Galiyev’in önerdikleri projeksiyon, netice itibariyle Gaspıralı İsmail Bey’in (Gasprinski’nin) bütün Türkler için önerdiği esaslardan farklı değil. Ne diyor Gasprinski? “Bütün Türkler dilde, işte ve kültürde birlik olmalı”.Dikkat ederseniz “din” demiyor? Bu özellikle Türkçüler açısından son derece önemli bir şey, çünkü bizdekiler işe dini karıştırdılar. Türklerin birliğine dini karıştıramazsınız çünkü Yahudi Türkler vardır, Hıristiyan Türkler vardır."
Türkçülerimize, İstanbul Barlarından çıkmayan Sosyalist bir hayalet ilham kaynağı oldu. Gaspıralı'ya Gasprinski diyecekseniz, ülkenizi Sosyalist yapıp Ruslara peşkeş çekecekseniz ve söyleminizden "din"i dışlayacaksanız, buyrun peşinden gidin...

22 Haziran 2005

Reenkarnasyon ve iSLAM

AHMET78

REENKARNASYON

Reenkarnasyon yani ölen kimsenin ruhunun başka bir bedene geçerek ona hayat verdiğine dâir asılsız ve sapık bir inanıştır !!! Eski devirlerden beri böyle bir inanış vardır. Budizm’de, Firavunlar devrinde, çok tanrılı dinlerde görülür. Brahmanlar, bazı filozoflar, Dürzîler, Karmatîler ve İsmâilîler gibi sapık fırkalarda bu inanc yaygındır. Reenkarnasyon, tenâsühün Batı dillerindeki adıdır.Düşünülürse bu sapık inanç(!), insanın kendi amelinden sorumluluğu ve adâlet ilkesine terstir. Bedenleri dolaşan aynı ruh, hangi amelin hesâbını verecektir? Tabiî bunun temelinde Âhıreti; Cennet ve Cehennemi inkâr var !!!Zilzâl sûresinde meâlen, “Kim ki, zerre miktarı hayır (iyilik) işlerse, onun karşılığını görecektir. Ve kim ki, zerre miktarı şer (kötülük) işlerse onun karşılığını görecektir.” buyurulmaktadır. Yani, her yapılanın karşılığı mükâfat veya cezâ olarak görülecektir. Kur’ân-ı Kerîmde meâlen, “Her nefs ölümü tadacaktır. Sonra bize döndürüleceksiniz.” buyurulmaktadır...Dînimizde ölen bir kimsenin rûhu başka birisine geçmez. Geçtiğini bildiren hiçbir âyet-i kerîme veya hadîs-i şerîf yoktur. Hiçbir İslâm âlimi de böyle birşey söylememiştir. Daha çok, dine inanmayan birkaç kişi, reenkarnasyondan bahsediyor. Tenâsüh ile ruhlar kemâle gelir diye uyduruyorlar. Peki, ruhlar bu şekilde kemâle gelirse, Cehennem kimler için yaratılmıştır. Kimler azap görecektir?..REENKARNASYON a inanmak, Cehennemi inkâr etmek olur, hattâ öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmamak olur. Bunun için, buna inanan, dinden çıkar, kâfir olur ve kendini kandırmaktan öteyede gitmez !... Berîka ve Hadîka kitaplarında da böyle yazılıdır. Böyle îmânsızlardan bazıları kendilerini din adamı tanıtmış, kitapları, dergileri, radyoları ve TV’leri ile, millete Müslümanlık öğretmeye kalkışmışlardır. UNUTTTMAYALIM ; Bu gibi kimseler gençleri, dinsiz ve îmânsız yapmaya çalışıyorlar...

Turkuaz

Reenkarnasyon düşüncesi şüphesiz günümüz materyalist düşüncesi ve yaşayışına karşı bir tepkidir ve ruhçu akımın bir yan ürünüdür. Reenkarnasyonun Hind düşünce sistemiyle yakın ilgisi vardır. Tenasüh inancının Hindistan'da neşvü nema bulması ise oradaki hayat tarzıyla yakından ilgilidir. Kast sisteminin hakim olduğu, dünyada iken kendi kastının, sınıf ve tabakasını değiştiremeyen Hinduya tekrar tekrar dünyaya gelmek suretiyle bir teselli olarak tenasüh inancı sunulmuştur. Hintli, bu tekrar gelmeler, gitmeler sonucunda daha üst tabakalara yükselme imkanına sahip olabilecektir. Aksi takdirde aşağılık hayvan ve bitki olarak tekrar dünyaya gelmesi söz konusudur. O halde mevcut düzene isyan etmeden itaat etmek gerekir.
Materyalist medeniyetin sunduğu hayat tarzından memnun olmayan günümüz insanı da mutluluğu ruhçu akımlarda aramaktadır. Reenkarnasyon tarihte ve Hind düşünce sisteminde bulunmakla birlikte özellikle 19. asır Batı dünyasından dünyaya yayılması manidardır.
Rene Guenon imzasıyla eserlerini yayınlayan, müslüman olarak Abdülvahid Yahya adını taşıyan ve 1951 yılında Mısır'da ölen Fransız filozofu, Ruhçu Yanılgı adıyla Türkçe’ye çevrilen eserinin reenkarnasyona ayırdığı sayfalarında, reenkarnasyonu modern, batılı bir buluş olarak tanımlıyor ve onu basit bir felsefi kavram olarak niteliyor, hatta kendi ifadesiyle reenkarnasyon, "aşağı seviyede bir felsefi kavrayıştır ve tamamıyla saçmadır, filozoflarda pek çok saçmalıklar vardır, fakat onlar hiç olmazsa bu saçmalıkları genelde hipotezler olarak sunarlar, neo-spritualistler ise filozoflardan daha çok yanılgı içindedirler. Çünkü batıda reenkarnasyona sahip çıkanlar spritualistlerdir, ruhçulardır" diyor,
Rene Guenon'a göre reenkarnasyonun tenasüh ve ruh göçünden farklı olarak değerlendirilmesi gerekir. Doğulular tenasühü iyi bilirler, fakat reenkarnasyon kavramının yaratıcısı olan Batılılar ise bunları bilmezler. Rene Guenon, sprit ve okultistlerin (ruhçu ve gizli, sırrî bilimcilerin) iddialarının aksine doğada, tabiatta reenkarnasyonu destekleyici hiçbir delil bulunmuyor, buna karşılık tersi nitelikte pek çok olaya rastlanıyor.
Reenkarnasyon nazariyesini Kur'an'ın açıkça reddettiği kesindir. Islam inanç esaslarının iki temel rüknü Allah'a ve ahirete imandır. Kur'an'da bu husus sık sık tekrar edilir. Ancak buna rağmen yukarıda zikrettiğimiz bazı ayetleri kelime, terim ve muhteva olarak tamamen Batılı olan batıl , mesnedsiz, yanlış bir faraziye için delil olarak ileri sürmek akıl, mantık ve iz'anla asla bağdaşmamaktadır. Bazı ilahiyatçıların eser ve konuşmalarında "ahiret inancına halel getirmemek kaydıyla Kur'an'da reenkarnasyon vardır" gibi iddialarda bulunmaları, ahiret inancım dolaylı olarak reddetmek anlamım taşır. Çünkü reenkarnasyon nazariyesi, Allah'ın Kur'an'da ortaya koyduğu ve açıkladığı hayat, ölüm, ahiret gerçeklerine karşı oluşturulmuş bir nazariyedir. Kur'an'da gerek zikrettiğimiz ayetlerde, gerekse bütününde reenkarnasyon nazariyesine asla yer yoktur.
Kur'an'da insanın ruh-beden bütünlüğü esas alınır. Oradan ne ruh öne çıkarılarak beden ihmal edilir, ne de bedene bir imtiyaz tanınır, însan ruh ve beden olarak, hayatı bir bütün olarak yaşar ve ölümden sonra dirilmeyle yine ruh ve beden olarak ebedi ahiret hayatım ölümsüz bir şekilde yaşamaya devam eder. Reenkarnasyon saçmalığına Kur'an'da yer yoktur...

www.bestugur.com

mim

RUHUN YASAMI

Ölüm aninda vücudu terkeden ruh, terkettigi bedenin artilarini ve eksilerini yük olarak almistir. Bu yükle yüklenmis ruh, belirli bir alinmamis dogrularin alinmasi ve alinmis yanlislarin, yanlisliklarinin affedilmesi sürecinden gectikten sonra mahkeme-i kübranin huzuruna cikar. Burada ruh üzerine yüklü artilar ve eksiler tartilarak, neticeye varilir. Üzerindeki Arti veya eksi yükü tespitlenen ruh, eksiler icin cehenneme, artilar icin cennete gönderilir. Cennetten veyahutta cehennemden cikan ruh, arti veya eksi yüklerden arindirilmis bir vaziyette cikar. Bu saf ve arindirilmis ruh, yeni dogan bir bedene ruh olarak verilir ve bu ruh, bir baska bedende yasamini sürdürür. Bu böyle devam eder gider.
Yukardaki tezimin reenkarnasyonlada hicbir bagi olmadigini belirtirim.
Günah, Sevap, Cennet, Cehennem, mahkeme-i kübranin cevaplari, Kur´ana göre verildigine göre bu tezde, eksiklik veya fazlalik veyahutta yanlislik nerde ve neye göre vardir ?
Sacmalik, sapiklik, vs..gibi cevaplari, cevap olarak kabul etmiyorum. Kur´an a göre bu fikrin yanlisligini soruyorum.

Ahmet Yasin

mim öncelikle foruma tekrar hoş geldin diyorum.

mim

Tesekkürler

Ahmet Yasin

Yorumların önemli ama konuştuğumuz gibi unutma...
Sansür yok...Konustugumuz gibi ve neticeyi bekleyeceksiniz.

Ahmet Yasin


Reenkarnasyon olayıni mantık çerçevesinde düşünecek olursak bir ihtimalle doğru olabilir

mim

Reenkarnasyon mantik cercevesinde dahi dogru degildir. Ne gerceklerle ne mantikla ve nede ilimle örtüsme olanagi yoktur. Benim tezimin reenkarnasyonla hicbir ilgisi de yoktur. Reenkarnasyona göre ruhlar, ciktiklari bedenlerin dogru ve yanlislarini baska bedenlere götürürler.Cennet, cehennem, melek, seytan, mahkeme-i kübranin cevaplari yoktur reenkarnasyonda.
Islamiyete göre benim tezimi masaya yatirdigimi da belirttim. Bu, budur iddiasinda degilim. Ama bu bir düsüncedir. Dogru olabilir mi ? Yanlis olabilir mi ? Neden ?
Yasak olmayan konuyu bulabilecekmiyiz bakacagiz...

mim

Islamiyete göre benim tezimi masaya yatirdigimi da belirttim. Bu, budur iddiasinda da degilim. Ama bu bir düsüncedir. Dogru olabilir mi ? Yanlis olabilir mi ? Neden ?

mim

Yasak olmayan konuyu bulabilecekmiyiz bakacagiz...
Tabii ki konuşarak tartışarak bir noktaya varacağız. Ben orda sen günah falan demeyin diye söylediğin diye mantık çerçevesinde diye yazdım. Tabii ki tartışacağız. Kimsenin kalbini kırmadan, aşırıya kaçmadan en güzele ulaşmaya çalışacağız. Bana kızma bunları söylemek zorundayım niye üstünde durduğumun da sebebini biliyorsun zaten. Gelelim reenkarnasyon olayına, reenkarnasyona örnek veriyorlar diyorlar ki; Ben filanca bedendeydim öldüm şimdi şu vücuttayım. Dediğin gibi mantıksal da çözümlenecek bir yanı yok bu olayın, yaradan ne emretmişse, dinimiz neyi uygun görmüşse o yapılacak tabii ki. YASAK OLMAYAN KONUDA BİZİM ELİMİZ DE NE KADAR SOFT SENİN GİBİ RELAX(SAKİN OLARAK) YAZARSAK BAŞARILI OLACAĞIZ İNŞALLAH...

mim

Önce güzel bir nefes alip, konunun özüne inin. Konu disi konusmalarida birakalim artik.
Benim tezimin reenkarnasyonla hicbir iliskisi olmadigini daha önceden elirttim. Benim tezim dedigim bu düsünce, diger bir deyimle bakis acisi özünde herkesin bilip, yasadiklaridirlar. Benim tezimle sadece tek-tek duran taslar, bizim koyacagimiz harclarla birlestirileceklerdir. Ayriyeten yukardaki yazimi basladigimda, 2 islam bilim adami ile e bu konuyu paylasmis durumdayim.
Bir baslangic yapacagiz burada, bu konu bicak sirtindaki bir konu olsada.
Bir insan ölüm yataginda ve ölüyor. Ölüm öncesi anda, ölüm aninda ve ondan sonra neler yapilir dinimize göre ? Cevabi islamiyete göre belli ve sizlerden bunu burada belirtmenizi istiyorum. Korkmayin girin. Küfre kacmayiz...!!!

DEVLET ve KOLONI EGiTiM SiSTEMi - APTALLASTIRMA -


Bir arkadasimiz bugün yazisinda "egitimsizligin, en büyük eksiklik" oldugunu belirtiyordu.
Egitimsiz bir toplumda, ister-istemez egitim eksikliklerinden kaynaklanan hastaliklar olusacaktir.

Egitim;
1. Aile
2. Akraba, es, dost, vs..gibi
3. Yakin cevre, komsular, vs..gibi
4. Okul
5. Uzak cevre,
5. Medya tarafindan verilmektedir insanlara.

Bir ülkedeki güc odaklari, güclerini koruyabilmek ve bu toplumu sömürebilmek icin toplumu istedikleri yönde egitmek isteyecektirler.

Toplumumuzdaki güc idaklarina baktigimizda;
1. Devlet,
2. Hükumet,
3. Medya yi görüyoruz.

Bugünkü Türkiye toplumunu devletin, hükumetin ve medyanin cikarlari, direktifleri, kanunlari ve gösterdigi sekilde, Aile, Akraba, es, dost, yakin cevre, komsular, Okul, Uzak cevre, Medya egitti yillardan beri.

Mademki bu geldigimiz noktada toplumun hasta oldugunu tespit ediyorsak, bunun sorumluleri da bellidir.

Bunlar:

1. Devlet,
2. Hükumet,
3. Medyadir.

Toplumumuzun bu hasta konumuna getirilmesinden ne menfaatler elde etti devlet, hükumet ve medya ?
Ne menfaatler icin toplumumuz hasta edilmistir ve edilecektir ?

20 Haziran 2005

R�SVET ve BASARI

heartbeat

12/06/2004 :
---------------

2000 YAZINDA BODRUMDA 3 YILDIZLI BiR OTELDE M�D�RL�K YAPMAYA BASLAMISTIM YASIMIN GEN� OLUGU iNSANLARIN(PATRONDA ACABA YANLIS KARAR MI VERDiM DiYE D�S�N�YORDU BENiM i�iN)BENiM HAKKIMDA PEK FAZLA SEY BiLMEMELERi, ORDA �ALISANLARIN SORUMLULUGU, PATRONUN iSLERiN iYi GiTMESi Y�N�NDEKi KESiN TALiMATI V.S. GiBi NEDENLER A�IKCASI BENDE, UMUTSUZLUGA YOL A�TI BEN BU iSLETMENiN SORUMLULUGUNU ALABiLECEKMiYiM DiYE D�S�N�YORDUM NE DE OLSA 22 YASINDA ,�NV. YENi MEZUN KENDi �APINDA DENEYiMLi OLAN BiR TURiZM iSLETMECiSiYDiM, iSE �NCE OTELi PAZARLAMAKLA BASLAMAK GEREKiYORDU, AMA NASIL KiME,KA� PARAYA HEPSi BENiM I�IN B�L�NMEZLiKi,VE YERLi ACENTALARLA �ALISMANIN RiSKLERi �OK FAZLAYDI, (PARANIZI ALAMAMAK GiBi),EVET OTELi TEK BiR ACENTAYA NASIL SATABiLiRiM VE GARANTiLi SATIS �ZERiNDEN BUNU HEDEFLEDiM VE STRATEJiMi� BUNA G�RE KURDUM, �NCELiKLE OTELiMiN B�T�N ÇEKİCİ YANLARINI YAZMAYA BASLADIM(DENİZE SIFIR OLMASI,GÜZEL BİR HAVUZ BAR VE HAVUZ, ROOF BAR, V.B.),DAHA SONRA EMSALLERDEN K�T� OLAN VEYA Hi� OLMAYAN TARAFLARI,(PERSONEL EGiTiMi, OTELiN ARITMA TESiSi YAKININDA OLMASI,YOLUN SAPA OLMASI, ODALARDA MiNi BAR OLMAMASI V.B.), ASLINDA iLK BASTA G�R�NEN SEYLER �OKDA SATILABiLiR BiR OTEL OLMAYACAGI iDi, ANCAK BASARMAM GEREKTIGI KONUSUNDAKi BASKI (EN AZINDAN BEN �YLE HiSSEDiYORDUM) ELiMi �ABUK TUTMAMI GEREKTiRMiSTi,K�T� TARAFLARI BiR BiR D�ZELTMEYE BASLADIM VEYA D�ZELTEMEDiKLERiMiN K�T� TARAFLARINI G�RMEYE VE G�STERMEYE �ALISTIM,PERSONELE TEK BASIMA EGiTiM VERDiM(BAR,SERViZ,KAT HiZMETLERi-EN ZORUDA PATRONUN YEGENiNi GARSON OLARAK iSiTiP ,BiRKA� KELiMEDE OLSA iNGiLiZCE ��RETMEKTi)OTELiN PAZARLANMASINA GELDiGiNDE ELiMDE OTELiN FiZiKSEL KONUMU DISINDA K�T� Hi�BiR SDEY KALMAMISTI, SADECE KiME NASIL SATACAGIM KONUSU VARDI,TEK BiR ACENTAYA NASIL SATABiLiRiM, ANCAK CLUB OTEL OLMAMAM GEREKiYORDU, AMA HANGi ACENTA iSTERDiKi CLUB OTELi ? iSTE BURDA SANSIM DEVREYE GiRDi, SEZONDA 40 ODA GARANTiLi ALABiLECEK BiR iNGiLiZ TUR OPERAT�R� VAR ANCAK BEN ONLARA ULASMAKTA G��L�K �EKiYORDUM, ONLARIN BURDAKi iNCOMiNG ACENTALARINA BiLE ULASMAKTA G��L�K �EKiYORDUM, NASIL OLURDA BURDAKi ACENTAYA ULASAMAM DiYE D�S�NM�YOR DEGiLDiM, ��NK� HER ARADIGIMDA YETKiLi M�D�R KONUYU KISA KESİYOR,BİZİM ARADIGIMIZ FARKLI BiR OTEL TUR OPERAT�R�M�Z SiZiN OTELiZNLE iLGiLENMEZ,DEYiP DURUYORDU NASIL BiR OTEL ARANDIGI KONUSUNDADA Hi� BiR iPUCU VERMiYORDU, ALLAHIM KAFAYI YiYiYORDUM, NASIL NASIL DiYE, iSTE O AN T�RKLE KONUSUYORSAN T�RK�N ANLADIGI SEYDEN BAHSET DiYE D�S�ND�M ,SORARIM SiZE 5 YIL GARANTiLi 40 ODA SATIS YAPACAK BiR KiSi, BUNUN KARSILIGINDA KOMiSYON ALMAZSA OLUR MU? OLAZMIS ONU ANLADIM, KENi AGZIYLA Hi� S�YLEMEDi BUNU AMA,B�YLE BiR iSTE DE BU NORMAL,EVET SATISIN Y�ZDE 5 i PESiN OLARAK VERDiGiMZ KOMiSYONLA SU AN OTEL HALA DOLU, BU BENiM HAYATIM i�iN OLUMLUYDU, BASARDIM VE iNSANLARIN SAYGISINI KAZANDIM, SU AN FARKLI BiR iS YAPIYORUM ANCAK ,PATRON HER ZAMAN BENi ARAR VE, NE ZAMAN NASIL OLURSA OLSUN, D�NMEK iSTEDiGiMDE KAPININ BANA HER ZAMAN A�IK OLDUGUNU BELiRTiR, AMA FARKLI iSLER YAPMAK iciN NEDENLERİM VAR ,BU DA BENiM BiR TECR�BEM, UMARIM RAHATSIZ ETMEMiSiMDiR.



Hayat akiyor. karsisinda duracak g�c�n yoksa, yaninda dur.

---------
gokturk

18/06/2005

Basarmak cok g�zel bir sey; ugruna d�s�n�lm�s ve emek verilmis ise...


Cennet her yere esit uzakliktadir...

----------

mimmanagement

20/06/2005 :

Sayin heartbeat,

�nce sizi basarinizdan dolayi kutlarim. Bu basarinin sirrinin, r�svet oldugunu anlamanizda yatmaktadir. R�svet verirken illegallikten, legaliteye gecisi g�zel yakalamis, r�svetin adini provizyon olarak koymayi becerebilmissiniz.
R�svet, pardon provizyon vermeyi �niversitede �grettilermi size ?
- HAYIR !!!
Ama hicbir t�ccar unutmasmali ki, provizyonsuz, pardon rüsvetsiz hicbir is yürümez.
Bu avrupada, amerikada da b�yledir...!!!
T�rkiye ile bati �lkelerindeki yegane fark; batida k�c�k adam r�sveti yemez, c�nk� dogru insanlarda onlardirlar. T�rkiye�de ise, yemiyen yoktur. (sakin kizmayin !!!)